/deniz bu kadar uzakta mı kaldın, mavini görmesem bile sesini duymaz mıydım/
Güneş doğdu doğacak yola karşı.
İçerden bile buz tutmaya başlayan camın ardından seyrediyorum. Işıklar gökyüzünü kış mavisinden önce, bulutların arasından başlayarak düşlerimin içinde kalan son kızıl pembeye boyuyor. Asfalttan ayrılıp orman içinden dağ yoluna sapıyor
ve ilerliyorum.
Hiç ses yok çamurlu yolda tekerleklerin çıkardığı sulu hışırtıdan başka. Bütün doğa bir karşılama öncesinin heyecanını değil sessiz bir uğurlamayı bembeyaz kabullenmiş gibi. Arabadan iniyorum.
Buralarda dumanı tüten bir baca olmalıydı diyorum. Ve bu sessizlikte bir ses olmalıydı. Mesela dağların eteklerinde yol alan bir trenin sesi gelmeli kulaklarıma. Geceden kalmış olsa da sabaha yankılanırmış gibi. Söyleyemediklerimi saklamış kompartımanlarına da sana doğru yol alıyormuş gibi. Çocuk gözlerimin önünden geçip gidiyormuş gibi…
***
yaşadığımı anlayabilmek için, dumanı tüten baca ve bir ses mutlaka olmalı
ve en öfkeli bulantısında yalnızlıklarımın, bana senin baktığın gibi bakmalı
alıyorum silahımı elime ve üç kez ateş ediyorum havaya… güm, güm, güm
duman gibi, ses gibi işte böyle bekliyorum üstüme gelmeni, çığ gibi gülüm
çığ gibi…
(hangi ağaçtan kanat açacaksa bu kuşlar, senden önce asla uyanmamalılar)
giriyorum kapıdan içeri, bir odun sobası gibi ısınıyor içim, dumanım tütüyor
köşe masada ve anlatacağım her şey ortada,gözüm başka bir şey görmüyor
bilmediğin bir şey yok gerçi, hepsi yaşattığın ve yaşattıklarım, bize dair yani
ama oluyor işte böyle bazen, içimin hüzün denizinde öylesine boğuluyorum ki
senin gibi…
(saklanmalı anlattıklarım o trenin kompartımanına, kimsecikler duymamalılar)
son lokma ile tabağımı sıyırıyor, kadehimdeki son yudumu içiyorum
masanın üstünde bana ait ne varsa topluyor, cebime yerleştiriyorum
gramofonda takılı mı kalmış plak,
ötesi sessizliktir gibi bu ses oradan mı geliyor, kulaklarımı kapatıyorum
…… ayağa kalkıyorum.
şimdi karanlık basmıştır ama her şey ilk an gibi karşımda durmaktadır
sofranın ödenmemiş hesabı, sabahın köründen gün sonuna bir yaşamdır
zaten garson da yok ki ortalarda,
kim bilir hangi yeni konuklar için, el değmemiş masalar hazırlamaktadır
…… dışarıya çıkıyorum.
***
Gece neredeyse yarıya ulaştı. Kar ve ay beyazının işbirliğinde bir umut çığlığı, tam ortasından yırtıyor karanlığı. Yolum ışık oluyor, önümü görüyorum. Toprak yeşili nehirler çağlayarak akıyor derin vadilerde. Seslerini tam yüreğimde duyuyorum. Ulu ağaçların gövdeleri, bir uyanış öncesinde ayağını yorganından dışarı çıkarır gibi salmışlar toprağın üstüne köklerini. Baharla gelecek ilk pembe tomurcukları ve kuş seslerini bekliyorlar, yudumlayarak kar sularını. Ben ormanların içinden daha yükseklere, dağın doruğundaki çocukluğumdan bu yana sadece bana ve belki bir de sana, göz kırpmakta olan o ışığa doğru tırmanıyorum.
/bu ışık gökyüzünde yakamoz olmalı rüzgar dalgalarında, sen deniz olmalısın/
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 12.1.2009 03:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tüm bir yaşamın istediğimiz sesi duymak, aradığımız ışığı görmek üzere programlandığının basit anlatımıdır. Aradığımız bu ses sevginin, ışık ise sevgilinin kendisidir. Bu çalışmamda anlatmak istediğim budur. İsterseniz sevgi ve sevgilinin yerine başka sıfatlar, tanımlar da ekleyebilirsiniz. Hayatı çekilmez yapmak ya da farklı şekilde anlamlandırmak elimizde olduğuna göre…

Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil
Şiir: 1099632 - Sesleri duymak, ışığı görmek
Yazan: Hazan Armes
'/deniz bu kadar uzakta mı kaldın, mavini görmesem bile sesini duymaz mıydım/...'
Bu satırınız çalışmanızın tamamen özeti gibi sanki.
'Ben bu anı daha önce yaşadım ' deriz ya bazen içimizden,çalışmanızı okurken bunu hissettim.
O ışıkları ,o sesleri kaybetmeden çabalamak gerekiyor galiba.Bir kere gözümüzü ,kulağımızı kapattıktan sonra,yeniden açsakta eski netliğini kazanmıyor duygular.Hep boğuk bir ses,hep puslu bir görüntü kalıyor şiirlere...
Her zamanki gibi kalem etkileyiciydi .Okuduktan sonra bir müddet düşünmek gerekiyor.
Saygılarımla...
içime gömdüm
şimdilerde dizelerle besliyorum
her adımda benden uzaklaşan
ışığıma ulaşır belki bir gün çığlıklarım
rotasız bir gemi gibi rüzgarı bekliyorum
kim bilir hangi denizlerde....
çok güzel bir anlatımdı, sevgiye ve sevgiliye dair, sesinizin ışığa kavuşması dileklerimle
yüreğinize sağlık Cevat bey
bu kadar uzakta yalnızlılar rıhtımında hesabı almaya gelecek olansa garson değil kader alır hesabını kesmez faturasını devam eder acılar saklanmalı anlattıklarım o trenin kompartımanına, kimsecikler duymamalılar) sakalnır kimsecikler duymaz sessiz feryatlarımızı biz bizle kalırız kader alır hesabımızı trenler karanlık tünellere gireken yalnızlğın karanlağıda üstümüze çöker tünelin sonunda bir ışık gözükür bu ışık gökyüzünde yakamoz olmalı rüzgar dalgalarında, sen deniz olmalısın/
/bu ışık gökyüzünde yakamoz olmalı rüzgar dalgalarında, sen deniz olmalısın/
ses ve ışığı gören yürekleri ve kaleminizi kutluyorum..
Sesleri duymak, ışığı görmek veya (haddim olmayarak söylüyorum) biraz daha yükseğe çıkıp sesleri görmek, ışığı duymak hayat bunlar içindir... Simbiyotik İlişkiler (çıkarcı, kapitalci, alış-verişci..?!) şairin uzak durduğu, -durması gerektiği- dünya(lılar)...
saygı ve selamlarımla
mehmet şakir karataş
TÜM YORUMLAR (85)