Salaş bir meyhanedeyim.Öyle hüzünlü ki bu gece,dalgaların sesi geliyor kulağıma.İmkansızlıklar üzerine kurulu bu gün masam.Mezem de hasretlerin,buğulu bir sesten dinlediğim en hazin şarkılardasın. Balıkçı ağlarıyla donatılmış pencerenin kenarından görünen denizde, salınan vapurlar var.Anadolu dan Avrupa ya geçen.Gecenin ayazı vuruyor. Aynı şarkıyı çaldırıyorum defalarca eski 45.liklerde. Ölüm sessizliğindeyim,çaresizliğindeyim sensizliğin. Deniz kıvrak dansöz sanki yakamozlarla oynaşıyor, pencere camları buğulanmış,siliyorum ellerimle. Ellerimde kalan yine sen. Binlerce kelimeler geçiyor beynimin içinden,durduramıyorum.Hep sensizliği anlatıyorlar bana,camın buğusunu yine siliyorum, bu sefer ellerimde çaresizliğim kalıyor. Halim yok,ayaklarım taşımıyor beni,küskünüm bu aralar yaşama,beni sana bağlayan sevgim olmasa hani,hani diyorum. Boşverr.. sarılıyorum kadehime seni içiyorum içkim yerine. Çal diyorum meyhaneci bana en hazin aşk şarkılarını. Donat masamı hüsranlarla,yaşamın kırıklarıyla,sevgimi ben hazırlarım. Penceremin kenarından görünen İstanbul'umdan, sana baktım ey yar! Gördün mü gözüm yaşını? Tanıdın mı beni yeşil gözlerimden? Acıdı mı için sensiz bıraktığına? Hadi sağlığına sevgilim,sana bu son kadehim.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum