çocuklarıma...
Duygu cümbüşünün menfezlerinden süzülüş dansıyla
şenlenir hayatının cenderesindeki koridorlar,
ezel ustasının parmaklarıyla;
göle süzülen kuğu gibi, yüreklere dokunan tüy gibi…
yok denecek kadar hafif ki; tarta bilir misin kirpiğini
ten üstündeki terini? .
y a n i; işte öyle bir ses ki; içsî, âşk-î
(Vallahi sığınırım geceyi boğup gündüzü büyüten nurun Rabbine)
edeb ummaniyetinden gelen manâlı balçık,
ebedîyete kadar bir s o l u k hayat sürer,
doğmak için menzilinde..Âden de Ney’in içinde.
soylu bir bilgenin dokunuşu gibi ölümsüzlüğe..
duygu gibi sulu, yarınlar gibi ulu, ama çamurlu!
nihayetinde; iki dudak arasından bir gurbet olurken ru’-
Yâ'sına.. dünyasına.
Aşk dehlizlerinde olgunlaşır hayatına dair her nefes
böylece ilk kez bir ses giydirilmiş olur kulak sarayımızda
üstelik çıplak ne kalmış ki, sence giyd i r i l m i ş olmasın?
görüyor musun boylu boyunca sesler içindeki prensesi?
bekliyor bir elif gibi kıyamda dimdik,
aysbergde kardelen, fırtınada başak
tüm zamanların soylular soylusu gibi!
Ve eğiliyor Ney’in rahmine suyun ninnisinden bir damla ses
ürkek bir ceylan gibi hayat koridorundan zaman yolculuğuna
oradan yüreğin kulak kabrine, eks e n i n c e döner döner..
kendi döngüsünde söner, burgu burgu yükselir arşından arzına
Sükût ve sabır denen zamanın tam ortasına…
ve,
nasıl benimsin ey soluğum?
bir bilsen ki ben bu yüzden doluyum!
Herkes balıklama atlarken mavi göle
Her şey uzayıp yükseliyor mavi göğe!
dualar, ağaçlar, dumanlar, buharlar
hatta ve hatta avuçlarımız bile! …
Kayıt Tarihi : 12.4.2008 14:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nü Akıl

Kutluyorum..Sevgiler...
Diğer ödüllü karikatürleri
görmek için tıklayın..
Sesin Çıplaklığı
çocuklarıma...
Duygu cümbüşünün menfezlerinden süzülüş dansıyla
şenlenir hayatının cenderesindeki koridorlar,
ezel ustasının parmaklarıyla;
göle süzülen kuğu gibi, yüreklere dokunan tüy gibi…
yok denecek kadar hafif ki; tarta bilir misin kirpiğini
ten üstündeki terini? .
y a n i; işte öyle bir ses ki; içsî, âşk-î
(Vallahi sığınırım geceyi boğup gündüzü büyüten nurun Rabbine)
edeb ummaniyetinden gelen manâlı balçık,
ebedîyete kadar bir s o l u k hayat sürer,
doğmak için menzilinde..Âden de Ney’in içinde.
soylu bir bilgenin dokunuşu gibi ölümsüzlüğe..
duygu gibi sulu, yarınlar gibi ulu, ama çamurlu!
nihayetinde; iki dudak arasından bir gurbet olurken ru’-
Yâ'sına.. dünyasına.
Aşk dehlizlerinde olgunlaşır hayatına dair her nefes
böylece ilk kez bir ses giydirilmiş olur kulak sarayımızda
üstelik çıplak ne kalmış ki, sence giyd i r i l m i ş olmasın?
görüyor musun boylu boyunca sesler içindeki prensesi?
bekliyor bir elif gibi kıyamda dimdik,
aysbergde kardelen, fırtınada başak
tüm zamanların soylular soylusu gibi!
Ve eğiliyor Ney’in rahmine suyun ninnisinden bir damla ses
ürkek bir ceylan gibi hayat koridorundan zaman yolculuğuna
oradan yüreğin kulak kabrine, eks e n i n c e döner döner..
kendi döngüsünde söner, burgu burgu yükselir arşından arzına
Sükût ve sabır denen zamanın tam ortasına…
ve,
nasıl benimsin ey soluğum?
bir bilsen ki ben bu yüzden doluyum!
Herkes balıklama atlarken mavi göle
Her şey uzayıp yükseliyor mavi göğe!
dualar, ağaçlar, dumanlar, buharlar
hatta ve hatta avuçlarımız bile! …
suskun kalplere bir kıvılcım misali şiriniz teşkkürler.
TÜM YORUMLAR (8)