Servet Suner Şiirleri - Şair Servet Suner

12,03,2006
Yeri gelir ağzımız açar “odun! odunsun odun” deriz
Bazen de “demir gibi sağlam” diyerek övgülere boğarız.
Odundan yapılan sapı demirden yapılan baltaya takarız da,demiri işler hale getiririz.
Bilseydi odun aslını parçalamak için demirden yapılan baltaya sap olur muydu?

Elimi uzattım yar,
Ha dokundum ha dokunacaktım,
Tam elini tutacakken,
Yar başında,
Yalnız başıma,
Bıraktın beni yaaar! ! !

Sabah yatağımdan kalktım oruç olduğum için hiçbir işe bakmadan abdest alıp zamanında kılamadığım namazı kıldıktan sonra kur’ân okumaya başladım.Biraz sonra bir ağırlık bastı “hele bir dolaşayım geri gelir devam ederim” deyip kalktım odaları dolaşırken,giden akşam iftara davet ettiğimiz misafirler incelik etmiş bir buket (bir çift gonca) yaptırmışlar teşekkür ederiz kardeşlerimize.Gözüm ona takıldı,çiçekler geldiğinde canlıydılar,buketin üzerine pırıltılar serpiştirilmişti.Kıyamadığımızdan,buketi bozup çiçekleri suya koymadık bu yüzden sabaha kadar çiçekler canlılıklarını yitirmiş boyunlarını bükmüşler ama pırıltıları hala onları süslüyordu.İşte tam bu safhada bende gözyaşları faaliyete geçti,ruhum sıkıldı,gönlüm daraldı.
Böyle değil mi; kimi zaman o güzelim goncalar gibi hayatının baharında,birilerinin hayallerinin gerçekleşmesi için onların tabi güzellikleri ile yetinmeyip yapay güzelliklerde eklenip sunulan filizler,tomurcuklar,goncalar(İNSANLAR) kısa bir zaman sonra yapay güzelliklerin gizlediği tabi güzelliklerin yitirildiğini fark edince bunalımlar,stresler,davranış bozuklukları,aile ortamından uzak ve kendilerini olumlu biçimde yönlendirecek bilinçleri/önderleri olmadığından tabi ki o ruh halinden kurtulmak,kendilerini unutmak için kalan sermaye(güzellik) lerini de harcamak üzere kötü alışkanlıklara sevk edilirler.
İzbe,köhne,gün ışığından/temiz havadan uzak,sigara dumanı ve alkol kokuları içinde (başka kim bilir ne alışkınlıklar) gürültülü o disko müzikleri arasında; ……
Aynı solduktan sonra çöpe atılan buketler/çiçekler gibi …..
ALLAH tüm çiçeklere dallarında,temiz,huzurlu sonlar nasip etsin.
AMİN!

Umutlanan hayat

Umutlanan hayat ile hayıflanan heyhat,
Nasıl da takip ediyor birbirini,
Gelecek günde vardır hayat,
Umutlarla doldurur seni

TUTARIM
Sevinçlerimi; avucumun içinde tutarım,
Kaybolmasınlar diye avucumu sımsıkı kaparım.
Umutlarımı yüreğimde,taa! Derinde saklarım.
Açamam yüreğimi kimselere,

Hani;
Çok güzel bir şarkı dinlersin ya,
Şarkıyla beraber coşar, kaynarsın ya
Yerinde duramaz dolar taşarsın ya,

Duygular tam zirvedeyken,

Geceleyin ışıklarla süslense de
Sanki cehennemden bir numune
Gündüz kirli ve kara olsa da
Yine köpük köpük çağırır kendine
Hiç bıkmazsın hep seyretsen de
Geçmese tek bir şey eline

Başımı kaldırıp baktığımda ölüm`sün,
Koşarak bana yaklaşan.....
Medet umuduyla arkama baktığımda! ! ! ! !
Gençliğimsin.....
Yay`dan fırlayan ok hızıyla uzaklaşan,

Merak ettim gittim bir gün İstanbul’a
Daldım birden o amansız girdaba
Kalabalık kargaşa
Her yanda tasa üstüne tasa
Şaşkınlığın verdiği korku insanı ediyor ala bora
Kimi çingeneliği almış ele edep terbiyeden uzakta

Dokunarak hisseder anlarız,
Ateşi'in yakıcı,
Buz'un donduru olduğunu.
Gözlerin gözlerime değdiğinde,
Anlayamadım! ! !
Canımı mı yaktı,