Yağ, öylesine yağ ki arınayım, silineyim.
Öylesine yağ ki bu halimi bir daha görmeyeyim.
Şimdiki beni alıp götür,
Kurtulayım artık göz kenarındaki kırışık hatıralardan,
Sakallarımdaki her bir kederi,
Her bir saç telimin beyazığını götür.
Anlatabilmek II - Servet Saygınoğlu
Müziğin tınısına kocaman bir ömrü sığdırmak..
Huzura doğru ilerleyiş,
umutlara doğacağı beklenen o parlak güneşin,
uzaktan bir şuasını seyretmek..
Kalemin tükendiği,
Sıcak bir yaz gecesi..
Alıp başımı gidiyorum sorumsuzca..
Aklıma takılan şeyler oluyor bazen,
umursamıyorum...
Yalnız kalıyorum yine..
Gayet sakince ilerliyor dakikalar..
Salıncakta sallanırken hep karşımda olmanı isterdim.
Sana yaklaşmak güzeldi ama gidişleri hiç sevemedim.
Ne güzel gülüyorsun çocuk,
Yanakların şekli unutturuyor,
Her türlü kederimi,
Sabah esintisi geliyor gözlerime,
El eleyiz seninle,
Bir parkta,
Yine bir yol kenarındaki yaprak gibiyim,
Rüzgâr esmezse olduğum yerde kalırım.
Yağmurdan korkmam, doludan kaçarım,
Varsın esmesin rüzgâr, zıbarır yatarım.
Gözlerde bir şeyler vardı benden başkasını görmediği,
Bayramlık ağzımı açmayayım ama içimi eritti, dağıttı beni,
Hem ruhum, hem bedenim aynı anda her şeyini istedi,
Göğe bakan, yürek yakan olsa da geleceği, umrumdışıdır.
Zaman bilmez gayri ne kadar sürer bu sevgi, saati durdurduk
Sevdim sorgulamadan, zamanı susturdum, ellerini tutarken otobüs durağında...
Güle dokunmaya kıyamadım,
Hep dikeninden tuttum,
Acısını hissetmedi ellerim,
Seyrederken kendimi unuttum.
Nefes kadar yakındı sanki.
Dolaşır, can verirdi ruhuma.
Dilim anlatamazdı onu.
Kelimeler hiç yetmedi.
Gözleri vardı.
Bazen güneş gibi ışık saçar,
Akıl buz, aşk ateştir. Ateş gelince buz erir.
Aşkta akıl, mantık bulunmaz.
Neden ve Nasıl soruları sorulmaz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!