Biliyorum o hep beni bekledi.
Bu olmazsa diğeri olur listesine ekledi.
Bakabilmekti bazen, martıların Kız Kulesi etrafındaki dansına.
En taze ve candan gülümsemelerine şahit etmekti kulakları.
Rüzgar eserken Kadıköy tarafından.
Aç olduğum kokunu, boğazdaki rıhtımda alabilmekti.
Sendin
Sen değerliydin, hayattın, herşeydin..
Nereye baksam izlerin vardı.
Bir tek seni görürdü gözlerim.
Senin yokluğun,
sessizliğiydi dünyanın.
Sesleniyorum ta uzaklardan,
bir gülüş sesi duyabilmek için..
Aklım gidiyor bir anda başımdan..
Bir acıdır kaplamış ufacık yüreğimi..
Hep ah eden insanlar görüyor gözlerim..
Hasret kalıyor insan,
Tamamen maskelerden kurtulmuş,
sevgi sarmaşıkları içinde bir hayat,
hayallere eş bir gönül arzusu.
Vursun çıkarsın kalbim kendini yuvasından..
Bir kibrit çaksa da sevdicek,
duman olur yine bağlanılır hayata...
Yaksan da, yıksan da uslanmaz bu gönül aşktan...
Adının aşk olduğu cümleler arasında doğmuşum...
Hüzündür benim adım, soyadım acı...
Kederdir severek çektiğim.
Kalemlerle anlatıyorum ak kağıda..
Sonbahar gelince fark edilirmiş yalnızlık,
Sarılacak bir insan arar olurmuş gözler,
Ruhun kendini ifşa ettiği sarmaşıklar arasından,
Bir bahardır adı yaşadığımızın, adı sonbahar.
Yeterince anlamlıdır,
Anlam vermek istediklerimiz.
Leyla-Mecnun iki isimden ibaret,
Anlam verene aşkın dorukları,
Konuştukça rüsva olur insan,
Fazla lafın yalanı çok,
Hepimizin hayatı birer derleme kitap gibi.
İçinde onlarca alıntının olduğu...
Biz daima aydınlatmak istedik.
Güneş gibi olamadık amma
Ancak mum gibi olduk,
Az da olsa aydınlattık.
Yanabildiğimiz kadar yandık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!