Ey dudaklarından gümüş dökülen Berra;
Huysuz bir yılkısın,iniyorum sırtından
Gecenin karanlığını yırtıyorum
Kızıl gül dağlarında,yıldız; dışarıda bir melek var
Azı dişinden öpüyorum
Yeşil akan gözlerinin üzerine
Deliren nü,özgür ruh olmak isterdim;
Bir kaş olsaydım eğer,olsaydım eğer…
Kipriklerinden sonra…!
Ey Zülüflerin arasında gülümseyen Güneş;
Bu ten medeniyet yolu,bin yıldır
Bereketli Mezopotamya,Kenan eli
Çerkez kısrağı,Manakin kuşu
Harami zılgıtından öpüyorum
Kumları denize boşaltan dilinin üzerine
Gelincik tarlanda emilen kar olmak isterdim;
Bir kış olsaydım eğer,olsaydım eğer…
Küllerinden sonra…!
Ey Sağır suskunluğum,Arsız inkarım,Azra;
Göğüslerindeki tomurcuklarla vuruyorsun beni
Yassı kurt oluyorsun bir gece yarısı
Ey Yüz kızartıcı sürgün,Üç Kümbetli günah
Londra köprüsünü yıkıyorsun inadına
Memelerini ufuğa asıyorum,çan sesli…
Sinende uyumak,sinende uyanmak isterdim;
Bir kuş olsaydım eğer,olsaydım eğer…
Döşünden sonra…!
Servet Alkan
04.12.2017/Malatya
Kayıt Tarihi : 4.12.2017 12:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!