Susarsın; gecelerin karanlığını seversin,
Hep karanlığa bakarsın.
O siyah gökyüzünü ve parlayan yıldızları izlersin,
Ama hep susarsın, hiç konuşmazsın,
Konuşursan, konuşursan ağlarsın!
Ben seni imkansızlıklarda sevdim,
Denizin kokusunda, kuşun kanadında...
Ben seni güneşin pırıltısında sevdim,
Ömrümün ikinci baharında…
Yine uykusuz bir gecenin sabahıyım,
Seni düşündüm hep bu gece, sabaha kadar.
Yine güneşi tatlı uykusundan uyandırdım,
Güzeldi ışıltısı, en az gözlerin kadar.
Sesini duynayı, nefesini hissetmeyi istedim,
Gözlerin birer çiy tanesi gibi,
Ve ben gözlerine her baktığımda,
Sanki üzerime yağıyor o tanecikler.
Adeta bir okyanus olup, derinliklerine tutup çekiyor beni.
Nefesim daralıyor, kalbim sanki duracak,
Ama boğulduğum için değil;
Susmuş odamın duvarları, pencerem ışıksız,
Sensiz bir akşamdan kalmışım, tatsız.
Dilimde akşamın, aşkımın şarkısı,
Her şarkıda aşkım var, şarkılar adsız.
Bir aşkı arıyorum geceye inat,
Gözlerine bakmaya çekiniyorum,
İncinirler diye.
Yüzüne bakmaya gücüm yok,
Beslediğim hislere cevap bulamam diye.
Yanına yaklaşmaya korkuyorum,
Çevirip başını gidersin diye.
Gözlerin birer kor olmuş dağlamış yüreğimi,
Bakışların bir ok olmuş delmiş şu kalbimi,
Sözlerin ise aklımı başımdan almış,
Senin aşkından ölmeme şunun şurasında ne kalmış! ...
Sen benim özlemimsin,
Yaşanmamış mutluluklarım,
Çocukluğum, gençliğim, delikanlılığım,
Hayata dair umutlarım…
Yeniden doğmak sanki,
Senin şefkatli kucağın,
Eski günlerim geliyor aklıma yürürken tek başıma,
O meşhur çarşının ışıklı yollarında.
Eski bir aşkımı arıyorum, çayımı yudumlarken limanda,
O çay bahçesinin tam köşesindeki masada.
Oysa; ne o meşhur çarşıda yürüdüğüm unutulmuş günler,
Seninle geçen zamanı, seni dolu dolu yaşamayı,
Bana bir şeyler okumanı, gülümsediğin anları,
El ele dolaşmayı, başını omzuma yaslamanı,
Sıcaklığınla öylece gözlerine dalmayı,
Seninle başka bir dünyada olmayı seviyorum;
Seni seviyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!