Yazdı, bir temmuz akşamıydı,
Ben üşüyordum ama hava sıcaktı.
Üşüyordum; bir çift güzel göz içimi yaktı.
Baktım uzun uzun gülümseyen o gözlere,
Sevgi dolu pırıltılar kalbime doğru aktı.
Bir sigara yaktım; kalbimde sen,
Yanımda gecenin sessizliği…
Tüm güzelliğinizle huzurla dolduruyorsunuz içimi.
Bende, benim içimde o kadar güzelsin ki,
Keşke görebilseydin bendeki seni.
Arşınlarken bir başıma sokakları, kafamda hep aynı soru,
“Olur mu acaba, anlar mı ona karşı olan hislerimi? ”
Yoksa; çoğu zaman olduğu gibi çevirip başını umursamadan,
Uzaklaşıp kaybolur mu gözden?
Yine de sönmüyor içimdeki umut ışığı,
Düşünmek bile istemiyorum şairin dediği o cümleyi,
Yaz yağmurlarında durup ıslanmayı,
Çiçekleri koklayıp kırlarda koşturmayı,
Ve bir çocuk sevgisinde olmayı sakın unutma;
Kendini ararken, kimsesiz.
Geceleri yıldızları saymayı,
Yalan karışırsa yaklaştığında gerçeklere,
Düşlerini gerçeğe ada, kendini aynada tanımadığında.
Nefretini unutamadığın hatıralarla bırak,
Yeniden başlamaktansa herşeye.
Umutlarını, yarınlarını ararken çaresiz,
Yalnızlığım kahrediyor, yıpratıyor beni,
Taş üstünde taş bırakmıyor küçücük dünyamda.
Fakat; kıyametler kopsa da içimde her gün, her saat,
Gözlerin yetişiyor imdadıma ve,
Kocaman, dopdolu bir dünya yaratıyor içimde.
Sen; o dünyanın semasındaki bir yıldız gibi ışıldıyorsun
Acılardan gelip çaldım yalnızlığın kapısını,
Çaldım işte; hiç utanmadan, hiç sıkılmadan.
Anılarımı kirli bir gömlek gibi atıp geldim,
Hiç acımadan, dönüp ardıma bile bakmadan.
Bir seni, bir de yüreğimi bıraktım ardımda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!