Keşkeler için,
Belkiler için,
Vazgeçmek için,
Unutmak için,
Sensizlik için,
Sessizlik için.
Biraz anı, çokca hasret; senden ne kaldı ki elimde?
Sonsuz çaresiz bir bekleyiş, seni demliyorum yüreğimde...
Kollarını açtın mı hiç sonsuza,
Yüzüne vuran sert rüzgarlarla.
Bıraktın mı hiç kendini,
Dibi gelmeyen mavi bir boşluğa...
Gündüz gece, yakarsa Rabbine,
Aşığın duası kabul olmaz mı?
Gömleğini arkadan yırtsa hayat,
İlahi adalet, yerini bulmaz mı?
İstidâtı Mecnunluk olan kul,
Hasret çölünde, divane yanmaz mı?
Denizin üzerine bir şiir yazar,
Bazen de bir masal anlatırım.
Martılar sana anlatsın,
Dalgalar sana taşısın diye...
Ve yemin ederim yine,
Yakamozların şahitliğinde...
Eylüldür adı aşkın,
Eylüldür adı yalnızlığımın,
Ve ben yine sana,
Sensiz bir şiir yazarım.
Keşkeler için,
Belkiler için,
Vazgeçmek için,
Unutmak için,
Sensizlik için,
Sessizlik için.
Ağır indi yine üzerime karanlık.
Bu gece kağıdı ıslatmayacaktım.
Yasakladım ağlamayı sözlerime.
Ve sonra,
Bir kaç kelime döküldü gözlerimden...
Gereğinden az, lüzumundan fazla,
Olduğundan derin, olmadığı kadar sığ,
Kapkara beyaz, bembeyaz bir siyah,
Hayal kadar gerçek, gerçek kadar rüya...
Görmeden sever mi insan?
Sadece gözüne kansan..
Ne Yunus aşka düşerdi;
Ne de Rumi, böyle dönerdi,
Bir tek gördüğüne yansan..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!