Kim olduğum önemli mi ? bazen şeytana tövbe ettiren bir günahkar
bazen kışın ortasında kimsesiz ve sessiz kalmış bir adam
bazen ilk baharı şarkılar ile süsleyen bir kuş
bazen ise cehalete köle olmuş bir insan ne kadar önemli kim olduğum
gözlerime bakınca gördüğün kişiyim fikirlerim sabit hayatım alnıma sürülmüş bir leke hemde en karasından
Karanlığım tek ve tenhayım halim nicedir bilinmez
ölsem yanaşmaz kargalar karıncalar böcekler leşime
o gün inanmadın bu gün tanımadın yarın sorma halimi
beni vurduğun yerde bırak yalnz bırak ölüme bırak
bırak ama gitme ben özlerim yine seni
Mazi bir fırtınadır içimde
Kırarcasına kemiklerimi ağrıdan sızıdan Düşüyorum geceye Şiirhane bir yalnızlık değil bu hasret Kalmışım ömrümden eksilen o dünlere
Bakıyorum etrafıma
Arıyorum
İçimdeki yıllanmış ümitle
şiir'in ahlakını bozan şairi bir dirhem aşka muhtaç bırakan yalnızlığın temelinde yuvalanmış ihanetsin sen...
Her şey yerli yerinde bir ben dağılmışım sanki
Tanrının öfke dolu bakışlarını üzerimde hissediyorum
Ciğerlerimdeki zehir kalbimdeki korku aklımdaki ölüm ile
asırlar boyu hatırlanacak bir şeytan yaratıyorum içimde
bir zamanlar kalbimde filizlenen yalnızlık
Aklımın en ücra köşelerinde kaldın bitmek bilmeyen bir arayış yıllarımı çaldı geri veremezsin
Zihin hapishanemde prangalar eskittim azar azar düştün gözlerimden geriye ne sen nede bir adın kaldı
yavaş yavaş yürüdüm her adımda senden bir anı bıraktım ardıma
ben yaşamaya çalışan bir meçhul sen.....Hep aynısın sen hala güzel hala acımasız
bir ben kaldım burda geriye ne sen nede bir adın kaldı hoşçakllarla,şiirlerle süsledim mezarını sana son iyiliğim bu.
Bir hayal uğruna heba ettik onca yılı
ne verdi de alıp götürüyor seni benden
Keşkeler hep benimle ardım sıra onca anı
bir uçurum gözlerin ile arası bir adım
kimim kimsem yok ne haldeyim bilinmez
sana olan inancım içimde ezilmiş papatyalar adına ve sana olan sevgim kendi çocukluğuma duyduğum hasret kadar sana olan hislerim ölüm ve aramdaki uyum kadar sıcak bunun adına ne dersen de canımı yakacak kadar güçlü değilsin ve belkide ben canımı yakacağına inanmayacak akdar güçsüz papatyalar güller menekşelerle dolu bir bahçe tanrı katından armağan bana sensin işte o bahçem beni bulutların
üzerinden atsan düşsem yeryüzüne olsam tepe taklak yine arar gözlerim seni ne dersen de adına içimdeki karanlığa hüküm süren melek sensin seneler ruhumda açar koca koca delikleri sen konuş ruhumdaki sonsuzluk kapanıp acıma son verir kendimi gördüm sende düşlerime ev sahipliği yapıyordu kalbin adına ne dersen de sen benim yüreğimdeki külleri dağıtan rüzgar misali sen
en acı gecelerin en karanlık günlerin belirsiz yarınalrıma sana sarılarak girmek isterim beni yanlış tanıma ben senin yüzündeki tebessümde gördüm cenneti ölümüm ya erken ya geç fark etmez senle olsun ölümün 'en'leri adınane dersen de sen kalbimde şiirlerle şarkılarla aşkla karşılanan kadınsın
Fırtınalar kopuyor içimde
Kafamdan kalbime rotasını bozmadan ilerleyen bir tren
Vagonları hatırlamak istemeyeceğim anılarla dolmuş
Kendimden kurtulamıyorum
Kendimi kurtaramıyorum
Zamanın ve yerin tam belirgin olmadığı ne olduğum hakkında bir fikre sahip olmadığım bir anı
Güneş ile beraber haberci kuşlar sıralanmış penceremin önüne
kulaklarımda sensiz bir ezgi aklımı meşgul eden
sayfa sayfa düşünce gözlerimden süzülür
ben kanayan gönlüme hammal olurum
cümleler ağzıma doluşur dudaklarım sıkı sıkıya bağlı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!