Seni yağmurların arkasına saklanmış
Dizleri param parça bir çocuğun
Bırak çocukluğuna
Küçük mutluluklara bile doymamışlıkların varmış gibi seviyorum.
Her sevgiden yoksun bırakılmış
Her sevgiden uzak tutulmuş gibi.
Rüya görmekten nefret ediyorum. Bileklerimi kesmek, hayatımın tüm düzenini bir çırpıda silivermek daha mümkün geliyor sabah uyanışlarımda.
Hangi gündü hatırlamıyorum sigara ile tanışmamızda. Hiçbir önemi var mıydı umurumda da değil açıkçası. Başımı döndürmesi miydi güzel gelen, yoksa beyin - ölümünün gerçekleşebileceğini bildiği tüm zararlı maddelere seni yönlendirmesi daha mı kolaydı.
Hangi gündü hatırlamıyorum seninle tanışmamızda. Hiçbir önemi de yoktu salının veya çarşambaların. Sadece seni gördüğüm gün sigarandan aldığım bir nefes gibi beyin ölümünü istercesine, seni istemişti. Rayından çıkmış bir tren kazasız belasız ilerliyordu ve ben bundan gurur duyuyordum. Tüm boş vermişliklere rağmen günlük mutluluklarla yaşatıyordum nefsimi. Tren kaza yaptı seni görünce içinde ki herkes öldü. Yolcular öldü, makinist öldü, ben öldüm. Yeni bir ben ertesi sabah gözlerini açmıştı her zaman ki odaya. Bu sefer farklıydı duvarların rengi, ağzının tadı, aldığın koku.
Özlemek diye bir şey varmış, özlemek diye bir şey olmasaymış gam keder zaten olmazmış. Ya da ben olmasaymışım…
Ellerini bırakmasını istemezsin en güvendiğinin. Her an çıkıp gidebilecekmiş gibi korkutarak sevdirir kendisini her ellerini tuttuğunda. O giderse ellerin kanar diye düşünürsün. Vakti yoktur özlemenin, olmasın zaten- ölmüştür seni kanayan elleriyle bırakıp giden.
Seni (Hayatımda ilk defa sevmek filini tüm doğru kurulmuş cümlelerimin en başına yerleştirdim.
Cümleler devrilse de ben bu halimi çok sevdim.
Kendimi sevdiğimden daha çok sevdim sevgili.
Gel desin geleyim geldikten sonra, hiç gitme desin! ömrümce ömrü olayım istedim.
Yapamadım.
İnsanın değer vermediği her canlıya kendisini ifade edebilmesinin çok kolay olduğunu öğrendim.
hep tekli rakamlarla sevdi yaşam beni
hiç biz olamadık yüreğimle
ta ki yaşamamayı yaşamamı seçene kadar hayat.
susuz gecelerde bir kaçı daha...
anlatamazsın ya.
anlatmamalısın zaten hiç bir anlamı
bir kör düğümü açmak gibidir hayat. rastlantı aşkları beklemek geldiğinde yüzünün güleceğini bilerek yaşamak gibidir.
üstünkörü tanıdığın insanların ağzından çıkacak birkaç kelimeyle güldüğünde. bumu benim yüzümü güldürecekmiş be hayat dedirten beklentiler yumağı gibidir. gökyüzünde ki bir yıldızın senin olduğuna inanmak gibidir kimi zaman, kimi zaman ise deniz kıyısında ki kumlar kadar parçalanmış hissiyatlar yumağı oluverir yüreğin…
bazen tepeden dünyayı izleyebildiğin zaman dilimleri içerisinde nefes almaya çalışırken, küçük bir çingene kızı gördüğünde ellerinde çiçeklerle, gözünde ki o sahte parıltı eşliğinde nefret edersin hayattan. böyle doğmayı o istemedi dersin kendi kendine ve birkaç adım sonra ve ben isyan ediyorum şu halime derken o kız böyle hayata gelmeyi seçmemişti der şükür edersin tanrıya ağlarcasına…
o kızın gözleriyle bir anda baktığını anlarsın hayata…
az önce tepeden bakıyordun?
deliriyorum galiba…
senli yoksulluklarımın bile bile yaşanacağını bildiğim geçen bir gün daha.
zorluyorum bedenimi zorluyorum düşlerimi.
bir türlü kabul etmiyor bu bünye sensiz de yaşayabileceğini.
o kadar alışmışım ki sana,
korkuyorum
Cümleler kısa geliyor
Boyum her zamankinden daha uzun
Kıldan ince düşlerim
Sessiz senli çığlıklarım
Yaşamın kıyısında tüm yaşanmamışlıklarım
Giydiğim kıyafetleri ne kadar değiştirsem de yakışmıyorlar üzerime
Güldüğüm akşamlar gündüzlerimden çok daha soğuk artık
Tek değişmeyen düşlerim kaldı gitme onların üstüne
Anlamlandıramadığım binlerce çehreden nefret eder olmuştum
Alıntılarınla yaşamıyorum, mutluluğu yazmaksa bunu hiç ama hiç başaramıyorum
Hissiyatlarım demir atmaya başladıkça beyaz sayfalara ben seni senden daha çok özlüyorum
sanki bir köşeye oturup susmaya ihtiyacı vardı.
yüzünde gündüzlere karşı hiçbir istek kalmamıştı.
karanlık bakmak karanlık dokunmak karanlık ölmek istiyor gibiydi.
önünde ki parkenin çizgilerini bir kez de kendisi kesiyordu.
nedir bu ruh hali
kime neyi ıspatlıyamamışlık, neyin yetersizliğiydi bu?
Arada yağmurlar yağdırmalıyım...
Göz yüzünden tanrıya hissettirmeden yıldızlar çalmalıyım saçlarına takmak için…
Dünyadan hep bir şeyler eksiltmeliyim, dünyaya zarar vermeliyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!