Şeref Denizinde Muhabbet –i Aşka Ge ...

Bir yanış istiflenmesindeyim. Bir güle yüreğini teslim etme sürecindeyim.

-Bir bülbül nidasında çığlıklarımı duyma senfonisiyim. Son şiirlerim bestelenmeyecek kadar ağırdı. Bir şiirde yeniden göz göze geldi imgelerim.Derin bir mananın tanımında açıklandı yaralanışım isimsizliği.
Hz. Yusuf’un güzellik hikeminde tutuldu nutkum. Bir güzel, bütün güzlerimi sunmuşken başka yazgının yazını yaşayamam.

Züleyha olduğun günlerin her salisesindeyim. Bütüncül bir zaman, tüketici zamansızlık arasında bağrıma batıyor Züleyha’nın aşk uçları.
-Tırnakların ojeli mi? Aşkın hangi rengiyle boyadın. Ben kendimce bir Yusuf; ama sensizliğin bütün derin kuyularının ta kuytusunda. Güzellerin kervanı geçiyor. Birisi elbet aşkına köle olarak götürecek
-İşte korkunç gerçek bu kadar sana ağarken, sen yoksun hala.

-Gönül penceresine konan kırlangıçların dualarında iyileşecek can kırıkların.Can kırıklarının müdavi kırk ayaklarımın kırk gün kırk gecelik haz eğlencesi de bitti.
-Şimdi efsanesi yüreğinde olan bir şairim. Aşkına efsane.Olağandan olağanüstüne üst benliğimi taşıdım. Taşıdığım bütün duyguların
çaresizlik içinde.Çaresizliğinin Çarıyım. Sol yanıma yakın Sibiryalar var.
Avâreliğimin buzulları büyüyor.
Çaresizliğin soğuklarında Çariçe olarak gönlümü ısıtmak için bekledim. Sevgimin küffarlarına karşı
İbrahim-î bir muhabbetle yandım.… Senin sevgine her kes bir alev attı.Herkes yanmamı istedi. Atıldım sensizliğin ateşine. Yüreğimde nurdan sular vardı. O yüzden yanışım aslında özüme dönütler için bir özetti.Bir öykü vardı, binlerce romana konu gibi. İşte benim öykümün temasıydı bu. Şems’in özünden aydınlandı ıssız gecelerim.Gözlerin hangi renge manidarsa o manidarlığın darlığındayım.

-Hayası mayalanmış Yusuf ‘un Zeliha’yı beninde bulduğu sevme nurundayım. Bütün sevgiler lal, bütün ilgiler suskun bir yanardağ gibi içime akıyor. Karışmışım sana.
-Yunus ‘un balık karnından kendini bulduğu özümsenmiş özlemler anı gibi sana geldim.
*Eşkalleri bilinen bütün büyük aşkların seyrinde susamış umman gibiyim.Kirliliğim akıyor içindeki denize; ama sevgimde aşka özel deterjanlar var.

-Muhabbet okyanusuna sensiz girilmez. Kirli Mecnun olarak bu kutsi muhabettin tininde yalnız yüzemezdim.
-İçimde erimemiş onlar nefsin diktiği Firavun mumyaları var. Bir kul olarak bir güle meftunluğumu çok görme.
-Bir günah uçurumundan Kızıldeniz’e gelen kızıl hülyalarım var. Musa ile göz göze geldik.
-Şerefliler kapısından nefsine yenik düştün. Oysa nefse yenik düşmek de bir kulluk zaafıdır; ama arındın, pişman oldun, duaların raksında kendini buldun.Özün kadar temizlenmek için sevdiğinin şeref yolundasın.
-Yüce Rabbim iyi niyetlileri şeref denizinde boğdurmaz. Senin sevdanın nur-ı alaya yansık özlemler sunuyor.
-Gözleri kapalı olarak yüz, yüzündeki ifadeler şerefli bir geleceğini sunuyor.

Sen sevda sıfatını koymuşsun, isminin önündeki nitel güzellere rağmen sevdiğine Şeref olmuşsun. Aşk-ı şerifiniz hayırlı olsun.

Kızıldeniz’in ortasında güllerin kıpkırmızıydı.Her gülü bir güzel taşıyordu. Her güzel beni senden koparmak için bütün tensel oyunlarını serdi.Zaaflarım dikenlerine battı.Kanadım,ağladım, susadım.
-Yalanlarım yılan olunca, Musa’nın asası şerefli aşkımız için tek tek yok etti.
-Bir kopuş, bir arınış, bir diriliş damlasıyım, özüm kadar temiz muhabbetle sana geldim.