Şaşırdım bana mı açarsın perde?
Hay taşa duvara çarpasın can kız.
Ben sana kör gözüm, yapma hiç işve
Göz gören göze göz kırpasın can kız
Başında eserken kavak yelleri
Diyorlar ki
Dağlara şölen ateşleri yakmışlar
Alazları yıldız olmuş
Kandiller, kandiller
Atlar şaha kalkmış
Gölgelerin ucunda
Yavuz Bülent Bakiler Hocamın
ŞAŞIRDIM KALDIM isimli şiirine naziredir
Beni sana getirdi aşk denen tatlı bela
Nefesleri köpürmüş doludizgin atlarla
Karşında diz üstüyüm şaşkınlığım var hala
Sen ey! Sen, meleklerin secde ettiği beşer
Hem âleme feyz-i nur hem iblisten de beter
Sen rab aşkıyla sarhoş, sen kendinden geçersin
Sen Cihan aşkı için kardeş kanı içersin
Baban Fatiha bekler sende dipsiz bir kibir
Kabrin mermer taşına ölen muhtaç değildir.
Işıl Işıl parlayan bir çift göz
Biri şeytan biri melek
Hangisi hangisidir bilinmez
Yarin dövdüğü yakuttan örs
Örs ki çarpana tutsak
Örs ki çarpana dargın
Bu gönül bu segâh kalp
Divanesi sultanın
Kalp nasıl çarparsan çarp
Sonsuzdur bu ahzanın
Beklemek derin kuyu
YALTAKÇADA:
dosdoğrudur deve
Ve atalrın asilidir katır.
KISKANÇLIK:
küçük insanların ve
Şu çıldırtan suale mi cevaplar mütenakıs
Bak göklere bul cevabı sen nur arayan şahıs
Güneş, ay ve yıldız figür, şu derinlikse tuval
Bu muazzam hal içinden cevap bulmaz mı sual
tıpkı bir şekerleme reklamında olduğu gibi gözlerini yollara çarak bayram sabahı gelmeyern evlatlarını bekleyen büyüklere atfolunur.
Bakma böyle yollara bakma Arif Efendi
Çığlar düşmüş kalplere, kapanmış bütün yollar
Nice mevsimler geçti o karlar erimedi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!