Sakallarım kadirbilmez vakitlerden usandı,
usandı aynı küfrü gevelemekten.
Şeytani uykular, o ısırır üsluplar
hepsi boynumda ince bir yara benim
hepsi gırtlağımda gölgeli parmaklarıyla kanser.
önümüzde alaca bir yol var
göğüsleri kabartılmış bir kadın
yumruklarımızı sıkacak olsak,
alınlarımızı denizlere dayayacak
kalplerimizin bir sıkıştığı var
-öyle kırıldım ki ıslanmış gecelerde
dik başlarla savulacak sanıldım
bileklerime gece sarığımın altına gece
medet diye kemali umduğum kapılara.
senin kibrinin hüsnüne köle
hırla çıktığım yola kul
-kalbimden bir avuç küfr çıkarıyorum,avuçlarıma gariptir ki kan bulaşmış, tırnaklarım yalnızlıktan kuş kaçırıyor. diyorum ki sana başımda orkideler açmıyor, bir beygir uzaklara tay kusuyor , ben sevmeyi unutuyorum.
ha ha ha bakın ağzımın ucunda , deprem sarısı bir tebessüm, ne kadar da mutluyumdur değil mi .
saçlarımda ateşler söndü , tütünlerim savuldu, gözlerim bir kırlangıça vuruldu, ellerimde ellerin bahar göçtü.
ve çirkinim. hiç olmadığım kadar çirkinim.
bi sik göremediğim bu dünyaya , değer bulunmadığım sinlere ve senlere gayrı kapanıyorum.
ocağımda pişireceğim kavgamı*
bir tirad ezberledim bu gece sevgilim
sana okumaya belki kandırmaya
bir de yağmur hazırladım ki sorma
konuştukça rüzgarıyla yanacak dilim
yağmur başlayınca saçlarına vurmaya
her şeyi unutacağız ki nasıl sorma
benim tanıklığım beşi geçmezdi
uyansam göğüslerimi şişirsem hırsla,
ne farkederdi neyi değiştirirdi tüm hepsi
benim tanıklığım beşi geçmezdi
gök alçalırdı sabah kalkardı üzerimden
gülmeler, fiyonk sayınklara tutulmalar
benim saçlarıma çocuklar düşermiş
bir gece vakti ağlarmışım kör kuyuda
dudaklarımı düzeltsem nefesimin kesildiği olurmuş
kuğuların kanat açışlarını bilmezmişim
bilmediğim için kuğular kanat açarmış
üç satır yazdım boşluğa
birini kedim topladı
birini görmediğim saçların
annemin hep çiçeklerden ördüm saçlarını
çok sevdim yüksündüğüm geceleri
Ben ıslanmış zarfların keskin karanlıklarından doğdum, gülsem kırılırdı pencereler. Boynum kırılacak diye yaşardım hep, boynum kırılacak, kırılacak ve göreceğim kaç bucaktır kalbim. Biliyorum göğüs kafeslerimin yırtıklarından sızılıyor cinayetler, gümrah şamdanlıklar da ordan. Biliyorum tabancam düşman elinde, usumu aldırdım. Bir hiçliğin avucunda yapı arayarak göynüyorum şimdiyse. Zamaniyse bölünür sofralarda taşınmaz kavgalar da. Bölünür can diye kutsadığım , parmaklarımla gösterdiğim o uzak ufuk da. Çünkü bölünmezlik gavurellerine kıskandırmaz bizi. Kör kuyulardan kurtarmaz bizi . Ama bu değil, değildir hakikat . Yaşıyorsak: camekanlara, bu kekre çağa, modern yüreklere sakındırmak içindir aşkı. Kavgamız bu ,yıllanmasın kalplerin şarapları. Rüzgarlar doysun benim sevgilim sesime. Haydi fırlayın ve doğurtun kırlanmış zihinleri , kulakları bir ninniyle doyurtun. Uyansın kalp dediğimiz kavga . Uyansın çocukların aç mideleri bizim aşki nefeslerimizle.
-sahneye dair
memleketlerden en az nemalınanı
kalpsiz aparthanların* yok sankisi
hiç sanki yaşanmamış
yahut kavranmamış diriliği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!