Ben Anadolu efendisiyim beyzadem
Sen beş yıldızlı hastane odalarında
Bense tütün tarlasında doğmuşum
Ondandır belki
Ellerimdeki tütün zifiri kokum.
Cigaraya tutkunluğum belki de
Bir sonbahardı gelişlerinin sonuncusu
Ayaz bir gece yarısı son gidişin
Kor düşmüş göğsüme şimşekler çakıyor bak
Ne şimşekler ki suya kor düşüyor gece yarısı
Bir gece yarısıydı
Bir bakmışsın ki artmış
yüzünde çizgiler,
Tel tel ağarmış saçlar
Ne bir muzip süzüş dudaklarında
Ne de hınzırca bir bakış gözlerinde
Dönüp bakmışsın yıllar sonra geçmişine
Prangalar vurmuşsun yüreğine,
Kördüğüm sarmaşıklar sardırmışsın
Tam orta yerine,
Duyguların kilitli,
Umutların nafile.
Ne kadar üzgünsün öyle
Bir roman, bir öykü
Anlat bana hangisine sığdırabilirsin
Hayatı
Ya da hangi en kısa cümleye
Susuz çağlayanların yağmura isyanı gibi
Adını gördüğümde isyan ediyor yüreğim
Artık gündüzlerimde gecelerimde uzun mu uzun
Zaman geçmek bilmiyor sanki,
Demir kapını ardındaki ses gürlüyor.
Heey sen idamlık. Son bir isteğin!
Bugün denizim çok dalgalı
Rüzgar da durmak bilmiyor nedense
Alabora olmuş sandallar misali
Savruluyorum bir sağa bir sola.
Nedendir bilmiyorum, daha doğrusu bilemiyorum
Günahım neydi benim,
Bir nisan daha geçti
Yoksun işte
Zaten yoktun, bir umuttun sadece
İnce bir nisan bulutunun arkasında saklanan,
Bir mevsimlik, bir umut.
Bir akşam üstü,
Ekim,
Kızıla boyanmış
Gökyüzünde üç beş bulut,
Sessiz ve sakin
Güneşi kovarmışcasına
Üzülmek neye yarar,
Neye yarar ki göz yaşı dökmek
Boğulmak geçmişin girdaplarında
Kahrolmak ölesiye
Savrulan küller misali
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!