Umudum her sabah kapını tıklar,
İzleri saklambaç, el uçlarımda.
Eşiğine varan nabzını yoklar,
Kapının mandalı baharı saklar,
Ben seni saklarım avuçlarımda!
Yokluğun hedef olmuş, gözbebeğim nemlenir,
Ok’um seni arıyor, yaya sordum nerdesin?
Gözlerin tavşankanı; yorgunluğum demlenir,
Sigaraya, tütüne, çaya sordum nerdesin?
Fukarayım… Sadakana muhtacım,
Bakışların zekât zekât Aygüzel.
Teravih gibisin kurban olduğum,
Bitmiyorsun rekât rekât Aygüzel.
Ben kimin kâşifiyim, sen kimin haritası,
Gözlerinin içiymiş evrenin ta ortası.
Yeryüzü bir kilimdi silkeledim dört yanı,
Kalbine odaklandı pusulamın kadranı.
Bi’ milyon sevda gördüm; kimi Şah, kimi Leydi,
Acep ne halt ederdi; canlar seni görseydi?
. . .
“Seni görseydi Leyla, yeryüzünden kaçardı,
Ey benim bir ismine bin anlam eklediğim,
Semâ’yı avuçlayıp avcuna yüklediğim.
Ey benim kayıp kıtam, keşfolmamış coğrafyam,
Bakışın Tac Mahal'dir, gülüşün Ayasofya'm.
Ömür; ses ses avcumda; çınlasın radyolardan,
Neşet kadar yürekten, Müslüm kadar damardan!
***
Seni söylesin şimdi; sazlar seni söylesin;
“Sevmekten kim usanır”; Senar seni söylesin!
Yamacına bağdaş kurdum,
Benden aldın beni Ayşah.
Sen kuzusun ben de kurdum,
Yer yutarım seni Ayşah.
İmlâsı hece hece,
Sen sevda medresesi, ben hemze yüzlü edip,
Kesiğinim ezelden, üç nokta, bir bilmece,
Kürümüşsün imlâmı; virgülü kürek edip,
Bağlaç mısın Ayyüce!
Günahımı kurcalama, taşıma,
Turabım bağrını deşti bi kere.
Münker-Nekir üşüştüler başıma,
Azrail peşime düştü bi kere.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!