Duman kokusu sinmiş üzerime
Toprak kokan elleriyle siler
Alnın terini, tozlu yüzler
Kimseler bilmez, ne biçim bir yalnızlıktır
Her yanını kavuran cehennem ateşi
Tanrıyı kızdırmışçasına çekilen acı
Ayrılığın gözlerinde karanlık kini gördüm
Geceler boyu süren güzellikleri örten
Dayanılmaz ağrısında yalnızlığın
Giden dostların hüzünlü türküsünü duydum
Bitmeyen akşamlarda çocukluğuna küfür eden adamların
Aydınlanamayan yaşamlarında sevgisizliğinden kaçışında oldum
Kalleşlik üzerine kurulu
Hayatlarda kaybettim duygularımı
Bozdurdum gençliğimi
Bir çift yosmanın koynunda
Elleri nasırlı kadınlar yıkardı beni,
Sahile vuran dalgalardı bizi yontan
Ateşlerin yaktığı çocukluğumuz
Atıkları kirlettiği sahilde.
Artık yok, simitçi Mustafa amca
İsmail efendi kapıyı çalmıyor ekmek bırakmaya
Yok eski dostlar, tatlı çekişmeler
Gecenin ayaz saatlerinde
Uyku girmemiş gözlerimle
Arıyorsam yollarını
Tenhalarında bu şehrin
Sokakları ıslatan yağmur değil
Göz yaşlarım
Sevdanı bir sözcüğe sığdırabilir misin?
Hiç yüreğini yalnızlığın çıplak bedeninde uyandırdın mı sen?
Sen ki ruhunu bedeninle eğdiren, ağlayabilir misin?
Yoksa yalanlar mı dökülür gözlerinden
Bir gece acılarla gömülüp
Kahkahaların ölümüne 'merhaba' diyebilir misin?
Son trende gitti bu gece
Ellerimden kayan yıldızım
Yıldızların kayışı
Bir şeyin bitişi demek
Anlamsız gelse de
Son trende gitti bu gece
Tertemiz yüreğinle
Umudu müjdeledin sevdiğine
Müjdelediğin umudu
Unuttun birden bire
Anladığında bir gün hayatı
Koştuğun boş kulvarı
Vurmuşum vurgun olduğum
Şişenin dibine
Neredeler tüm sevdiklerim
Uyanıyor şehir ben dalarken
Sonsuz uykuma
Zamanın içinden yaralı
Sevdası fırtına ile boyalı.
Körpe bedeninden geçer aşkın ateşi
Kısık gözleriyle gülen adamın
Amansız zamansız gidişi
Değerli Şiirdostu Serdar Bey,
Şiir Grubumuz ' Mavibulvar Boydanboya '
Davet ediyorum, üye olursanız memnun oluruz.
Segi ve saygılarımızla.Erdoğan Vural