Gün kesip attı güneşi
Yüzüme dokunan sıcak, masum yerinden
Her yer siyaha döndü
Papatyalar boynunu büktü
Güller tomurcuklarını döktü
Oturup güneşin ölümüne ağladım
Şehrin bir ucundan öbür ucuna sıkışık tabureleri ağırlıyorum.
Yol beni bekler.
Akışkan bir ziftin sımsıcak kuytusu ve bir çöl parçasında gövdeme dikenler ısmarlıyorum.
Modern zamanlardan geliyordun benim unutmak istediğim zamanlardan
renkli kağıtlar istiyordun yaralarıma tuz basıp geçen tüm beyazlara inat
tüm beyaz olanları renklendirerek gidiyordun sevginin eldivenlerini çamurdan kara batırarak
Gülüşü ver benle
dişlerine bakmayı özlüyordum
Bir gün her şeyi bırakıp gideceksin
Kızma bana doğru söylüyorum.!
Gün gelecek başkalarını bana tercih edeceksin
Aramızda yaşananları unutacaksın
Belki tesadüfen bir yerde denk geleceğiz
Hazana sürdüğün yurduma bahar gelir mi.
Ayrı kalan sevdalılar muradına erer mi
Mezar taşı konan insan geriye döner mi
Var git yoluna kandırma beni
Seni seviyorum
Yer yüzü bedenimi çürütünceye dek
Seni seviyorum ruhum uçup gidinceye dek
Seni seviyorum gözlerim seni görene dek
Seni seviyorum dilim seni söyleyene dek
Seni seviyorum nefesim kesilinceye dek
Beni bırakıp gittiğinde anlamıştım
benden umudu kestiğini
O parayı çok severdi
ben de daha çok sevgiyi severdim.
Gel zaman git zaman
Onun çokları ile benim çoklarım
Bir insan kafasında kuruyorsa
Karşısındakinin yanlış bir anına şahit olmuştur.
Hiçbir saat boşuna kurulmaz.
Seran madra
İçinde yeşerdiğin toprak oldum
Susuz bıraktın
kuruttun
Rüzgara savurdun yapraklarını
Çiğnedin
Elimi tutmak ister misin.?
incitmem seni
İncir ağacından söz ediyim mi sana
İncir ağacı biraz hüzünlendirir beni
aslında
Deniz ne kadar güzel değil mi.?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!