BİR KILIÇ USTASININ SEPPUKU TÖRENİ
Benim eğdiğim ateşi
Sen özgür bırak diyerek
Çekti çekicini kızarmış çelikten demirci
Soktu buhar öksüren kazana
İğfal edilmiş bir bakirenin kanındaki
Sperm nüvesi kadar suç teşkil ediyor
Yüzünüzdeki fanatik masumiyet
Zararlısınız
Narsistik bir semptom bile değil sizinkisi
Toplu intihara kalkışmış bir tarikatın
Bir ara fırsat bulup tavana çık
İblisin yapbozunu kurcalamadan
Ve sürüngen pislikleriyle oynamadan
Tozun ve kargaşanın tahtına diyorum
Karanlığa tesir edebilirsin orada
Bir delikten sarkarak alt kata
Avuçlarında ek
Gözlerinde sula beni
Saçlarında seyrelt
Teninde gübrele beni
Yolun ortasında kaşınan bir palto
Kesik kesik hışırtılar düşürüp duruyor eteğinden
Ses etmek istiyorum bu güzel yalnızlığa
'Ey kumaşı ayaza durmuş palto
Dolu bir şişe gibi
Cebine koy beni
Bir kez gül
Bir kez ağla
Bir kez daha gül
Bir kez daha ağla
Yeniden ve yine dene
Gül ve ağla
Bir şiirlik daha oksijenim var
Başımı tartan gövdemde
0 Rh- mürekkep dolu hokkamı
Annemin göz yaşlarıyla incelterek
Sadakat diyorum size;
Bir çocuğun babasından
Daha sert vur,
Daha sert kayaya...
Kıvılcım çıkaran yerini düşle
Daha sert,
Daha sert kayayı kabuğundan esnet...
Çığlığını duyurdukça balyoza,
Yakın bir zaman gelecek bir tiyatro sanatçısı
Kaldıracak tümden sahnenin arkasını
Yeri ve göğü ve hayalet havayı
Son defa kıyafetlerini ipek ışıkla yamayıp
Oyunun içindeki oyuna çıkarak
Yüzleri kalıba alınmış figüranlarla
öncelikle şu itirafta bulunmalıyım
ki
küçük bir böceğe sığabilirdim
yine de tanrıya bu hakkı reva görüyorum
beni insana tıkış tıkış tıkıştırdığıyla bıraktı
ille de basiretsiz diye bir ömrü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!