.Karanlıklara fısıldıyorum teninden arınmış bedenimi sürüp de: ateşe,
artık hıçkırıklarla bir az.
nereye üşüşsek orada yangın
dalgaların köpür’ten koyu dudak kıyılarında alışılagelmişin dışında uçak,
kanatlarını açıp da paraşütsüz atladı bir hışım
telaş hangi sokaktan geçsek de peşimizde,
yansımalar(a) aksak.
Kesilirken vızıltıları ağıttır her birinin
ağaçların bilinmeyen neşesini anlat!
unutulursa gün gelince hatırlat yankılananları,
yangınlar çıkıyor ya sahi birden,
nereye üşüşsek orada bir yangın.
eşiği kırıp da bütün süzülüşleri keşfederken sitemlerinin
semaya yükselirken titretirdi dört bir yanı
sahi kimdi bilen?
sahi hangi kindi?
sahili tarumar olan, suyu bulan’an;
harften önce, kelimeden sonra.
Edepsizliğini giyinmiş ışıksız bekliyor o’dada öyle,
bütün. kaygılarının içinde bir yalan vardır ruhu’nun
öte yandan. son baharda kanatları dökülür kelebeklerin bir üstteki çekmecede,
kutu’nun içinde gizlenen hangi kuytu’nun günahlarıdır?
mavi yatak örtüsüne sinmiş inlemeleri anlat!
silkelenirken,
sirkini devretmiş bir.
yaştadır.
kokusu eskimiş. kış.
Kayıt Tarihi : 16.11.2022 20:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!