"Senyorita'ya Mektuplar"
— Muhammed Yağmur
- BİR -
Sana bilmediğim bir şehirden yazıyorum, Senyorita
gökyüzü hep eksik burada
bir yanım rüzgâra dönmüş,
bir yanım suskun duvarlara.
İçimde ne zaman sana dönsem,
adını unuttuğum şarkılar başlıyor
ve ben her notasında biraz daha yitiyorum kendimi.
Beni en çok, susarken anlıyorsun, biliyorum.
Ama yine de
sana anlatamadığım şeyler,
en çok sana ait.
- İKİ -
Zaman çoktan raydan çıktı burada
geceler darmadağın,
sabahlar kendine küsmüş.
İki sokak lambasının arasında sıkışmış yüreğim
ve her gün başka bir eksiklikle uyanıyorum.
Bir sigara yakıyorum mesela
ucundan tutuşuyor yalnızlık.
Gözlerini düşlüyorum bazen,
dudaklarımda ismini anmadan
bir dua gibi...
Senyorita,
sana dair ne varsa,
gizli kalıyor en çok gözyaşlarımda.
- ÜÇ -
Bir martı geçti az önce penceremden
kanadında tuz,
gagasında senin sesin vardı.
İncecikti,
ama paramparça etti sessizliğimi.
Bugün de dokunamadım hayaline.
Yastığımda hala eski bir özlem var,
seninle ısınan zamanlardan kalma.
Kalemime sarıldım az önce,
kanatmak için içimde biriken o cümleleri
ama adını yazınca sustu her şey.
Sustu kalbim bile.
Senyorita,
gittikçe sen oluyorum artık.
Ve bu, dayanılır bir şey değil.
- DÖRT -
Yorgun bir akşam vakti
gözlerimi kapattım.
Düşümdeydin.
Yine başını omzuma yaslıyordun
ama bu kez ağlamıyordun.
Belki de yıllar sonra ilk kez güldün bana
ya da ben seni öyle hatırlamak istedim.
Sonra uyandım
ve bir şey eksildi içimden,
adı seninle başlayan bir şey.
Belki bir sevda,
belki bir hayat.
Bilmiyorum.
Sadece...
Artık bir şiirin son dizesinde bile
seninle vedalaşamıyorum, Senyorita.
Kayıt Tarihi : 31.7.2025 22:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!