Sensizliğin sıkboğaz sancısı...

Şah Ali Yaşar
298

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Sensizliğin sıkboğaz sancısı...

...cankızım'a...

Sensizliğin ilk günü maralım
Geceleyin çakalların uluduğu bir vakitte
Kabus renkli rüyalarımdan kan-ter içinde uyandım...
Yalnızlığın yalvarışı değildi
Sensizliğin sancısıydı boğazıma düğümlenen...

Post modern kılıklı ihanetin izlerini gördüm
Aynamda
Gerçeklerin üryan çıplaklığı
Ve hayatın yorumsuz bilinmezleri
Çatlamış kıraç topraklar gibi derin izler bırakmıştı
Alnımda...

Oyuncağı çalınmış çocuk mızıkçılığıyla
Seni aradım odamda
Sana bakındım
Kulağımı seğirttim sesine
Seni parmasladım ellerimle
Gözlerimin değmediği kuytularda...

Belki acizdim
Kabiliyet düşmanı ahmak
Veya kabullenme özürlü avanak
Belki marifetsizdim...
Belki bundan
Güleç güllerin açtığı yüzünü seçemeyecektim
Fındık burnunu
Kepçe kulaklarını
Mürdüm eriği gözlerini göremeyecektim
Selvi boylu kıvrak kipriklerine
Nar ateşi dudaklarına dokunamayacaktım...

Ve kokunu
Soluğumun sıcaklığında buharlaşan ılık ter kokunu
Kışların yeşile çaldığı mevsimlerde
Göz kamaştıran
Burun ovuşturan
Kardelen kokunu
Süt kokunu balam
Özümsu kokunu hissedemeyecektim...
Ve belki o gülüşlerin
Çakmak taşı kıvılcımı gibi parlamayacaktı
Gözlerimde...
Ellerini tutamayacaktım narinden
Türküler çığıramayacaktım kulaklarına
Sazımla ezgiler çalamayacaktım derinden...

Gittin işte
Gittin be baba köle...
Kapıları suratıma bir tokat gibi vurarak gittin
Kapattın kör lumbus pencerelerimi
Boynuma yaşamak ağrısı vebalini asarak gittin...
Durmadan...duraksamadan
Yormadan...yutkunmadan
Usulca
Adım adım
Dalga dalga
Dağda duman
Denizde kayık
Gökte yıldız gibi kayarak gittin...

Körpe kızım…kızanım
Engin deniz deryası
Bal köpüğü
Gül tomurcuğu suzanım...

Böyle mi olacaktı sonumuz
Böyle mi ayrılacaktı ay ışığında kesişen yollarımız
Böyle mi bitecekti mütevazı umutlarımız
Çıtır sevdalarımız...
Hani can'dın
Can yoldaşımdın
Kül kedim...pamuk prensesim...
Kadife kumaşımdın...
Gelincik kınası avurtlarımda yarenim
Ceren cilvesi sevinçlerimde oynaşımdın...

Ahh... Anısı alnımda güneş
Sancısı içimde kor…
Kolay değil sensiz sabahlara uyanmak
Güne merhaba demek ne denli zor...
Manzara çizen ressam
Aşk şiirleri yazan şair olmak
Ya da ölümcül hastalarına
Yalancıktan umut dağıtan doktor...

Bu ilk ayrılışımız kınalı kuzum
Ama biliyorum son olmayacak
Sensizliğin sırnaşık hafakanları sardı yüreğimi
Kisvesi kindar
Ciğeri murdar
Elleri hunhar haramiler bastı kervanımızı
Çirkef keyif taladılar düşlerimizi
Baba ocağı tarumar
Kundaktaki yarınlarımızı yağmaladılar
Hırpalandı bedenlerimiz
Gözlerimiz kan revan
Gamzeli yüzlerimizi tırmaladılar...

Ayak bilediğimi belleme sırça ateşim
Pes etmeye niyetim yok
Zalimden kaçan beter olsun
Kurt düşsün yaralarıma
Canım çıksın bitmeyecek bu direnişim...

Ne sen birilerine yar olacaksın
Ne de birilerinin yaptıkları yanlarına kar kalacak...
İncir çekirdeği sıskalığında da olsa umutlarımız
Derin dehlizleri aydınlatamasa da
İğne deliğinden süzülen cılız ışıklarımız
İnanıyorum
Çatlayacak tohum
Yarılacak meme
Ana rahminden fırlayacak çocuk
Çığ gibi çoğalacak aydınlığa yön tutmuş saflarımız …

Sorgulanacak iliklerimizi titreten karakış
Zemheri
Aşk tufanı
Felek çemberi...
Göz yaşlarımızla ıslattığımız günlerin
Akıttığımız kanların
Kaybettiğimiz canların hesapları sorulacak...
Ve bu çığlık
Bu fer fecir karanlık
Son nefesini verecek
Bir lahza aydınlıkta boğulacak...

(24/12/2000-Bodrum)

Şah Ali Yaşar
Kayıt Tarihi : 20.8.2004 17:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Aslıhan Tüylüoğlu
    Aslıhan Tüylüoğlu

    Şiir bütününde akıp gidiyor.Yalnız bu kadar güzel ve doğal dizilen sözcüklerin arasında

    'Böyle mi olacaktı sonumuz
    Böyle mi ayrılacaktı ay ışığında kesişen yollarımız
    Böyle mi bitecekti mütevazı umutlarımız
    Çıtır sevdalarımız...
    Hani can'dın
    Can yoldaşımdın '

    kısmı sıradan kalmış biraz.Bu kısmı yeniden ele alırsınız umarım.Saygılar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Şah Ali Yaşar