Sensizliğin kütüphanesindeyim, okunacak ...

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Sensizliğin kütüphanesindeyim, okunacak tek güzel kitap,sen yok

serap günlüğü-
Çöl iyice sıkılmıştı ağaçsız,sevdasız, Leylasız günlerden. Her varlık dolar.Çölde dolmuştu.Onu en çok dolduran sonsuzluğu değildi. Mecnun’du. Yani amacı olanları bağrında taşıdıkça çöl doluydu.

-İşte ç’ölümde kalmış gizil istemler var.Varsıllığını tümleyen seraplar görüyorum.
-Denizleri denize anlattığım dersteydim. Okyanusun okundu usumda.
Meğer sen sulara beyazlık katan aşk gerçeğiymişsin.Mazimle tanıştın; ama o zamana hayata başka pozlar veriyordum. Saçlarım da suçlarımda siyahtı.
-Şimdi her şeyimle beyazım.Beyazladım artık.Çölden, göle, gölden, yeşil gözlerinin ormanına, oradan usun okyanusuna geçtim.

-Her yanı sırlarla dolu ıssız, bensiz, sessiz, susuz, aşksız bir adaydın.
Issız bir adaya düşersen ne alırsın dedi hayat.
Sen, sen, sen…
Üç şeyde yetti bu ıssız adada.

-uzaklığımla tanıştım, şimdi sen daha yakınsın, daha yanıcısın yakınlaşmama.
Bir gülde büyüttüğüm gülücüklerin var.Üstelik dikensiz sinemde gülüyor hayatın.

Daha çok seversin diye..sana yol yaptım güllerden, güllerin kokusundan, kokunun hayalinden, hayalinin halinden sana geldim.

- Kısa metrajlı bir kıssanın kızıl goncasında açılıyorsun.Kesretleri vahdete tümleyen güzel yarınlar beşiğindesin.

Kısa vakitli, kısa etekli, kısa etikli değildi emellerinin giyinişi.Çok kapalı,çok sırlı,çok şiirliydin.
-Şir oldum sana.

-Öteki farkındalık turfandasında yetişti özel algılarım.Ufkum temeller duruşmasında, asil olan, aslılığını sundu.Demlerin Aslı’sı oldun. Kerem oldu hayatımın ta kendisi.

Bakıştım yarınlarımızla.Çok yardin geleceğimize.

Şimdi sensizliğin kütüphanesindeyim, okunacak tek güzel kitap,sen yok. Sensizliği çok yazdım,her kitap burada yalnız. Kitapların yalnız kaldıklarında içindekileri önce ağlar.
-Cümleler yerine damlalar akar.Kütüphane ile çöl benzerlerini serer.
Çölde insanı okutan kumlardır, burada cümleler.İkisi de çoktan sevmeyi sınar.İkisi de çok….sen gibi..işte.

-Bütün kelimeleri giydiren harflerin var.İlk harften son ,sonu yazmak için “s” geldim. “Ş” de şuleler yaktı beni…

Uyandım ki! Alfabe ağlıyor.Harflerimiz kurutamaz ona olan özlemini dediler.

-Kokuşmuş hecelerle onu yazmasın.Gözlerine bak, sarıl, okşa ruhunu.Biraz da öyle yazıl dedi.Hayatın alfabesinde harfler yok, sözler, dokunuşlar, öpüşler var şair dedi alfabe.

Alfalarım aktı.Beta’ya kadar Beka’larım artı. Artık biliyor musun

Baki’yim.Sen sakiliğini , salına salına bana gelişini sakla …

-Tiz bir dem gibiyim.Canı tezliğinin tazılığı gelir ömrüme.
Koşuyorsun sevginle bana. Bensin, bendensin, bentlerini açık bir baraj gibiyi.Ortak elektriğimizle güncelerimiz aydınlanıyor.

Beni özledikçe gelincikler büyür gelin düşlerinde.Nikahına çiçek olan güzel hayaller depreşir.
-İmza atmaya yakın kokularını toplar güller, ya da gül cemalin.

Beni dünlerin filminde izleme.O, zaman zaman kadar artistim.Kendimi oynuyordum.Başrolünde oynamadığın filmleri izleyebilirsin; ama oyunculuğuma dokunma.Dün kadar döndüm özetsiz yaşadım hayatı.

Her zaman insanı bir başkası yapar.Şimdi yazgımızın da yazdığı bu filmin baş rölündesin. Üstelik Türkan Şoray kuralların da yok.

-Sıkı sarıl varlığıma, yarın var olmaya filmdir.Haydi, beni oyna yüreğinde .Haydi, sevdiğim gibi yaşa beni Şulenar.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 27.3.2013 23:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan