Çamuruna söverken çocukluğumda doğanın
Seyrine dalıyorum toprağın sihrinin
Nasıl da gelişigüzel serpivermiş canlılıları
Bir tabloyu tasvir eder gibi
Boğulmuşum boğulmuşuz beton yığınları arasında
Sesi baharın sesine karışıyor katarın
Ruhum atlayıp katardan başlıyor koşmaya
Katarın hızında ve rotasız
Suretini alıyorum yanıma sadece
Hep o mevsimsiz gitmeler canlanıyor oturduğum vagonu siyah beyaza bürüyerek
Şimdi her şey renksiz bakışlarımızdan başka
Nerdesin uyuyor musun şimdi?
Yanımdaydın oysa
Gecenin bilmem saat kaçında ve sevişiyorduk doyumsuzca uzak bir boyutta
Gittiğin günü düşünüyorum da oturup içmedim
Hep o hüzünlü anlarımda yaptığım gibi denizle de konuşmadım
O son bakışını resmetmeye çalıştım
Bulutların arasında silik kalmış dolun aya yerleştirdim bakışlarını
Yağmur yağıyordu ben içten içe kuruyordum
Sokağa çıkıp yürümeye başladım
Hayalinle konuşmak istiyordum arşınlarken sokakları
Belki de gece güne kavuşana kadar
Oysa kesiliverdi yağmur sen de kesildin
Bu gece monoton değil hiçbir şey
Ne barlarda devrim yapan insanlar ne de esareti yaşayan bir iç ülkenin duyulmayan acı çığlıkları…
Sessizliğin içinden yürüyerek inime yol alıyorum
“Gitmelerin sonunda hep kavuşmalar var yine de” diyorum
Bir gün acaba hangi yağmur akıntısı yine bir gitmenin sonrasında fosillerimizi bir araya getirecek! ! !
Kayıt Tarihi : 7.7.2009 16:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
HAZİRAN 2000 İZMİR
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!