Bir ev vardı, yokuşun sonunda,
Kapısı kırık, içi senden dolu.
Adını söylemeye korktuğum her an.
Duvarında yankı bulurdu bir zaman.
Perdeler sararmış, camlar küsmüştü,
Kilit tutmazdı artık o paslı kapı.
Ama seninle konuşurdu hâlâ,
Her gece rüzgârı içeri salarken.
Sobası söneli çok olmuştu belki,
Ama diz çöktüğüm yer hâlâ sıcaktı.
Ben orada seni affetmiştim,
Sen başka gözlerde yokolurken.
Balkonda bir sandalye, bir de sessizlik,
Biri oturmuş gibi, biri ölmüş gibi.
Ben orada sustum bir ömür boyu,
Senin hiç duymadığın cümlelerle.
Merdiven gıcırdar adımlarımı ezberlemiş,
Her basamak bir pişmanlık taşıyor.
Tavan arasına sakladım çocukluğumu,
Bir de “belki dönersin” diye bıraktığım mektubu.
Mutfağa hiç girmedim o günden beri,
Çünkü o gün sen çay koymamıştın.
Ve ben beklemeyi orada öğrendim,
Kırık bir fincandan acı içtim, yudum yudum.
Zemheri çökmüştü kirişlerine evin,
Ama senin kokun hiç çıkmamıştı duvarlardan.
Hâlâ seni, sen sanacak kadar eski,
Ama beni, ben olmaktan çıkarmış kadar derin.
Bir ev vardı ya hani,
Ben orada seni, unutmamayı seçtim.
Ben orada seni geleceksin ümidiyle, bekledim..
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 03:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)