Senin Çöle Benzer Bir Gülüşün Vardı

Senin çöle benzer bir gülüşün vardı
Uçsuz bucaksız bir susuzluk içimi yakardı
Sarışın ve toz duman
Güneşe rağmen yolunu bulman zor
Yürümen zor
Senin çöle benzer bir gülüşün vardı
İçinde ölü aşklar saklardı

Muhakkak senin de hakkındı yağmurların yağması
Neyin cezasıdır bir damlaya hasret olmak
Seni tanımak sende kaybolmakla aynı şey
Böyledir binlerce yıllık sırların saklanması
Dudaklarım dudaklarında kurudu
Senin çöle benzer bakışlarında kavruldum

Ekmek ve tuz yetiyordu yaşamı sürdürmek için bir de su
Hiç tahmin etmemiştim doğrusu
Sen olmayınca nefes almanın zor olduğunu
Çiçeklerin solduğunu kervanların konakladığı yerlerde öğrendim
Çok geç olmuştu
Mahcup bir kuş uçup gitmişti ellerimden
Vaha bir sanrıymış

Senin çöle benzer bir gülüşün vardı
Gönül bu gülüşe aldandı…