Seni yaşamaya mecburum anda

içimde bir ateş bir ateş ki
yanıyor, yakıyor
kıvılcımlar saçıyor üzerime
her zerrem sessiz ilticalar da Anda

yürüyor gecenin koyu karanlığı pencerelerden
zeytin karası gözlerinden
mevsim mevsim
kar beyaz çığlıklar dökülüyor
kentin puslu sokaklarına
ışıkların söndüğü vakitlerde
içimdeki alevler aydınlatıyor geceyi
nereye adım atsam hep sana rastlıyorum Anda

efsunlu gecelerde düşlere karışıyor sağanaklar
öyle bir güneş tutulması ki
her dakikası
buzdan aynalarda sevgileri vuruyor en ince yerinden
içine çekiyor beni
zifiri zindanlar yaşıyorum Anda

ateş böcekleriyle örülü gece
sana sunulmuş bahar çiçekleri
damarlarımda dolaşan kan gibi sana esirim
mavilerin boşluğuna uzanıp masallar anlatsa bana evvel
bir sevda masalından bir aşk meleği
alevleri yağmalanmış eski zamanlardan
seni bana getirse Anda

bir yaz mevsimi
yanıyor kızılca gökler
yanıyor umutlarım hayallerim
geçiyorum içimde ki taş duvarlardan
elimi uzatsam sanki dokunacağım senin kaderine
senin kadar sevemesem de seni
seni yaşamaya mecburum Anda

redfer