Daha dün gibi hıçkırıklarındaki acımasızlık,
Yakıp içimi gidişin daha dün.
Ve nedensizce ellerime sarılman,gözlerime sığınman
Kirli bir sureti yıkamaktı belki,içimdeki sevgiyi içme isteğin.
Dokunup tenimde gizlenişin, hissettirmedi sanma
Ne pazarlarda sattın sende kendini
Ve üstüne bir türlü olmayan acı hikâyelerini anlattın
Her yeni dokunuşta bir kez daha sen,
Sende her dokunuş yeni bir ten
Seni tanıyorum
Ve acıtıyor tanıdığım bu hikâye beni.
Hikâyelerin doğduğu yerden geldiğimi bilemedin.
Bilemedin, ellerinle kazıyıp geçmişin karanlığını
Ve bir tek kendimi sevmediğimi
Bilemedin.
Tanıyorum seni tıpkı eski bir saat gibi
Hangi hatırayı kirletsem tanıdık bir sen oluyorsun
Bendeki Acıyı sen biliyorsun ve içindeki paslı kederi saplayıp gidiyorsun
Ben tanıyorum O paslı yaraları,
tıpkı sen, tıpkı kirli sevişmeler
Sarılmıyor ama acılar tertemiz umutlarla
sen bilmiyorsun
Tanıyoruz aslında birbirimizi
Sen bir yolcu;
Bile bile o yoldan gecen…
O, yolun yolcusu
Ben, bir ayraç
Seni sana hatırlatan.
Sayfalarına sıkışmış kuru bir gül yaprağı gibi duran.
Ellerine dökülüp savruluyorken her sayfada,
Biraz daha içini acıtan.
Okuyup anlıyorsun belki,
Çözülmeyecek bir düğüm olduğunu.
Arsızca savrulurken sayfalarda
Korkmuyorsun kaybolmaktan
Biliyorsun çünkü
Geçmişine sıkışmış
Nice yaşanmışlıklar ardında
Bir ayracın olduğunu.
Kayıt Tarihi : 7.9.2008 00:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!