Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Nefes dediğim şey,
sıradan bir alışkanlıktı o vakit.
Havanın göğsüme girişi,
çıkışı,
hiçbir anlamı yoktu kalbime.
Rüzgâr esiyordu,
ama saçlarımı dağıtmakla yetiniyordu.
Gökyüzü maviydi,
ama içime hiç uğramıyordu.
Ben sadece ciğerlerimin iniş çıkışına inanıyordum,
sanki yaşamak buymuş gibi.
Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Oysa sen geldin,
ve nefes birden büyüdü.
Bir bakışınla göğsümün içi genişledi,
adını duyunca boğazımdan geçen hava değişti.
Ciğerlerime dolan boşluk senin kokuna karıştı,
ve ben o an anladım;
yaşamak göğüs kafesinde değil,
bir başkasının gözbebeğinde saklıymış.
Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Şimdi biliyorum:
nefes almak, sadece oksijen değil,
bir adımı içeri davet etmekmiş.
Bir sesi taşımak,
bir soluğu saklamak,
bir kalbi içten içe sahiplenmekmiş.
Seninle öğrendim:
hava görünmezdi ama seninle görünür oldu,
nefes sessizdi ama seninle şarkıya dönüştü.
Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Yokluğunu düşündüğümde
nefes almak yeniden zorlaşıyor.
Oksijen var ama hayat yok.
Boş bir odaya pencere açmak gibi;
hava giriyor, ama nefes olmuyor.
Çünkü artık biliyorum,
benim nefesim sensin.
Ciğerlerim seni arıyor,
kalbim seni çağırıyor,
ve ben yaşamanın anlamını
yalnızca seninle anlıyorum.
Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Sen geldin,
nefes aşk oldu.
Bir dua gibi yükseldi dudaklarımdan,
bir şükür gibi doldu göğsüme.
Sen geldin,
ve ben artık biliyorum:
nefes, senin adını içimden geçirdiğim an
gerçekten nefes oluyor.
Seni tanımadan önce, ciğerlerimle nefes alıyorum sanıyordum.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 04:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!