Seni Sevmenin Taşkınlığı

İsra Ahmedoğlu
42

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Seni Sevmenin Taşkınlığı

iki kez kaçtığım
tutuştum bir kere
diyerek geri döndüğüm yangınsın

bugün televizyona bakma, ağlarsın
muhakkak kederine vişne çiçekleri ek
aksın dursun renkler kederinden geceye
gece yükselsin, alnın ıslansın
ben yoksam, ne eksilir senin özünde
nefret etme bir kez, ve daya
yorgun alnını göğsüme

bu liman ikimizin limanı
bu taze günün tazeliği bizim
sesine taht kurmuş mazi telaşları
elimde olsa sana kattığım anlamları eksiltmek gerek
elimde olsa hiç durmam, silerim sesini sessizliğimden
ateşten ve ölmekten hiç korkmazsın ya hani, bilmediğinden
ne çıkar, seni zımbaladım içime
gün taze, gün bayat ve çiğ
ve ben şen bir deliyim seni sevmenin limanında

ağzımda üç karanfil çürüğü
yaranamamaktan ağrıyan dişim
kupalarda ateşler bakamıyorum bile
biri selam verse, sen sanmaktan dilim tutulacak korkuyorum
güvensiz gecelerin kucağından hemen al beni
öyle özüm olmuşsun ki
gözümden hüzün değil, seni sökmekten korkuyorum

kekik kokan ellerimi, kökü bile kurumuş çiçeklerimi eledim
seni sevmenin aynalarıma ve yüzüme yaptığına bak
hangi kışın uyuşukluğu bu ellerimde duran
çekmecelerde tütünler, şehirde senden başka her şey
aşkın eksikliğini seven bekçiler
acımasız yumruklarını vuruyor duvara
gıcır gıcır ötüyor sınırlarımız

çıktım sokağa
haddimizi aşmaklar ve delirişler topladım ikimize
geri döndüm evimize, baktım sensin önümde
gözlerine yansır diye korktum
söktüm hüznümü gözlerimle beraber
sevinç perdeleri astım oyuklarıma
gökler kadar, hüner sayılmadı
ses etmedim
şimdi, ellemesin kimse ve yerleşmesin
alnında kurduğum yurduma

sahte, çift ve hilekar yüzleri gördüm
haberdar olduğum ihanetlerden arındım
zımparaladım zihnimi
sana temiz gelmek için
sen bildiklerini oynadın, falanlar filanlar bulaştı bulantılarıma
döndüm, hiçbir şey değil yerli yerinde
durduğu yerde dönen saate diş bilemek
yalnız sana yakışır
göklerin uğultusuna kattığım anlamları
sustuğun vaktin ağrısını, elimde olsa eksiltebilsem
elimde olsa kalksam şu masadan
yüzümün akıyla, elimin kiriyle
elimde olsa yırtsam sevgimin taşkınlığını akıtsam önüne

zamanımız çok dar, hemen öp beni
övgülerim, marifetlerim ve şiirim senin olsun
elimde değil hiçbir şey
öyle bir özüm olmuşsun ki
gizleyemiyorum sana gözlerimi
kaçıramıyorum semaverimi, suyumu, elimin kekik kokusunu

bırak göreyim, orta yaş sesinin çocukça isteklerini
elini koyduğun yerde biten çimi yalnız ben görürüm
nereye indirsen gözünü bilirim, anlarım ben
yarının, hayatın tazeliğini seninle kucaklamak için buncası
buna savaş denir mi bilmem
bize savaşmak değil, sevişmek yakışır orası muhakkak
şimdi belle beni kendine son diye
aklın, gözün ve sözün dinlensin
bırakalım dinlensin bu nefretin

biraz kusura bakma
evler buz, sokaklar buz, yatak buz şimdi
tütün sürmem ağzıma, lokma senin için
coğrafyalar eskirken ertelenen zamanla
bize şimdi uyumak gerek
çığlıksız, bulantısız, taze bir sabah bizim için.


İsra Ahmedoğlu
Kayıt Tarihi : 18.11.2022 18:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!