Sevmelerim vardı kendime sakladığım. Kendi kurduğum yüksek kaleli duygu kentimin hükümdarıydı. Her sabah aşkın tenine fakir giysilerimi geçirip, gönlümün kaya çiçekleri ile dolu gururlu patikasında gezintiye çıkardım. Yamalı sevdaları gönlümün dehlizlerine gömüp, umutla ellerine tutunurdum.
Sözcükleri kaybolmuş kitap cümlelerinin anlattıkları olurdum bazen, bazen de kangrenli gecelerin kâbusu. Ansızın patlayan bir fırtına olursun, limanında hasara uğrarım, gözlerinin koylarında saklanırım. Bazen baharda dans eden rüzgâr, bazen de yüzüme, elime düşen kar olursun.
Dokunmaların üşütmez beni. Isısını kaybetmiş güneşin fersiz ışıkları gibi sararken ağrının ilacının aşk olduğunu anlarım. İnce bir sızı sol yanımdan yükselir, nefesim kesilir boğulurum. Sararmış ömrümün son nefesleri hırıltıyla ortalığı inletir.
Derin girdaplarda çoğalırım, yaralarım büyür dilim ise lal olur söylemez acıların kaynağını. Açılan derin yaralarıma umut tohumlarını ekip tutkularla sularım. Her fidan aşk, her dal sevdaya ulaşır. Ölüm denizlerinde hicran ağıtları yakılır ölüler üzerine. Bu figanlarda çevir üzerime güneşlerini, bırak yaralarım kutlansın, dökülsün parça parça sen nefesin içime dolarken ben varlığınla yanayım.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sevgi neden bu kadar zor gerçektende ateşten gömlek selam ve saygılarımla
.........
Denizlerin üzerindeki sisleri gülümseyişinle kaldırmalıyım. Yol dediğim duraksamalarda sana ulaşmaya çalıştığım hedeflerimde engelleri bertaraf etmeliyim. Gözlerindeki sessiz özürlerin sebebini sensiz yaşadığım günahlara saymalıyım. Kalbimin sensiz ritim tutmasına izin vermeden.
...........güzel yazılmış satırları okurken keyif aldım...elinize sağlık...
Gözlerimiz birbirine değerken ruhlarımızın kavuşmalarına şahit olayım. Gururun ve çekingenliğin mutluluğu kaçırmasına izin vermeyelim. Gece çekilen acıların serinliğinde, kıskançlığın öldürücü zehrini akrebin kuyruğundan almalıyım. Pişmanlıklarımın takibinden kurtulmalıyım. Hayat denen yaşanan zaman diliminde kader çizgimde yürürken her sendeleyip yere düştüğümde keşkilere sarılmak istemiyorum.
Susuşlarımın sessizliğinde senin sessizliğine baskın gelmeliyim. Terklerin bedenimi zorlamasına karşı gelerek çareyi yazmakta bulmamalıyım. Karaçalı sazlıklardan geçerken pişmanlıklarımın yarları ruhumda ve bedenimde kanamamalı. Özlemini içimde hissettikçe sisli gecelerde ki bezginlikten kurtulmalıyım.
sevgili dost,
Bu güzel ve anlamlı çalışmanızı ve sizi yürekten kutlarım.
Emeğinize,yüreğinize sağlık.
Güzeldi......Başarınız daim olsun.
Saygım emeğinize ve sizedir......
coşkulu ve duygu dolu yüreğin kaleminden akıcı bir dille mısralarla duygu yükleyen usta kalemi kutluyorum
Aşka, sevgiye susamış yüregin, bir mey sarhoşluğunda... Aşkın girdaplı dehlizlerinden, güneşe çıkmalıyım ve sevdigimi gönlümde sonsuzluga taşımalıyım diyorsa eğer bir yürek... Bizede bu yüregi kutlamak ve alkışlamak kalır.... Selam ve Saygımla.
Yeni yılla, 'yeni bir başlangıca' hazırlanan sevda sesleri duyuluyor yazıda... Umarım gerçeğe dönüşür..
Kutluyorum Fatma Hanım...
sevmenin hesabı ayarı pahası yoktur işte. iki gönül bir olunca sevmenin tadı tuzu kendiliğinden ayar olur. ne pahalı bir inci ne sırça köşk. gönülden gönüle görünmez bir yol.teşk nice güzel yıllara sevgiyle.
Sevmelerin dün hesaplarına dalındığı zaman yarın soluyabilmek için su yüzüne çıkabileceğimiz ne hal kalır ne de cesaret.
Sayın Fatma Avcı'nın özenli ve güzel anlatımı ile bu çalışmasını kutluyorum. Saygı ile .
.her yolun bir sonu vardır derler ya hani sevda yolunun sonu yok... varsada bir avuç toprak sarılacak bir kaç metre bez ve yüreğinde sevdasınıa alıp içine gireken belkide tebessüm edeceği bir sandık tahtadan yapılmış son yolculuğa götürecek olan bir tabut......saygılarımla güçlü kaleminize hocam..müdürüm:)süpersin bu arada..
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta