***Seni Sevmek***
Ben seni gönül gözümün saflığıyla karşılıksız ve beklentisiz tertemiz duygularımla severek içime aldım, yüreğime hapsettim….
Sana mesken yaptım sevgi bağlarımı.
Ne gelip geçici bir yolcu, ne de geçerken uğrayan bir konuk değilsin.
Benim sahibim yüreğimin hâkimisin!
Ve ruhuma hoş geldin can.
Nice sevdalara kucak açan bu yürek, artık tek senin için çarpmaya, seni sevmeye ve sensiz yaşamamaya ant içti.
Sen süresiz bende mahkûm, bense kapılarını dışa kapatan bir hancıyım!
Artık yaşam boyu geçmişte ve gelecekte bir sen varsın, bir de ben!
Seni ilk aldığımda gönül bahçeme, hava soğuk, mevsim kıştı….
Ama ne ayaz ne soğuk kalmadı gelişinle.
Her günüm ilkbahar oldu, çiçekler hiç solmuyor artık!
Baharın taze toprak kokularısın sen, her defasında bir başka çiçek olur saçarsın, açalyasın aşk pembeliğinde, tomurcuk bir gülsün sabahın erken saatlerinde gülümseyen.
Üzerinde şebnem parlayan orkidesin ve mavisin deniz güzelliğinde.
Seni sevmek hayatı sevmek, dünyayı umursamaktı…
Kini düşmanlığı unutmaktı, insanlığı bilmek, her varlığa saygı duymaktı!
Yalnızca doğayı denizi yeşili değil!
Taşı, toprağı ve kurak çölü de sevmekti…
Seni sevmek kendime gelmekti!
Yüzümün gülmesi yanaklarımın alev, alev yanarak kızarmasıydı, gülümsemeyi öğrenmek ve insan olduğumu bilmekti…
“Seni sevmek,” toprağın suyu, çiçeğin güneşi sevmesi ve tanrıya ibadeti bilmekti!
“Seni sevmek,” sevgiyi okumak sevmeyi ezberlemekti.!
“Seni sevmek,” güç kazandırmıştı bana;
Artık dünyaya kafa tutabilir, okyanusları aşabilirdim!
Menzilimde sen vardın ve hiçbir engel tanımazdım ulaşmak için sana.
Yıkardım, yakardım, ezer geçer, tüm mesafeleri bir solukta kat ederdim;
Sana ulaştığımda ise uysal bir yağmur olur koynuna akar, seni serinletir,
Gözlerimle okşardım.!
Sevda olur, ılık ılık akardım iç dünyana ve seni sarardım mehtabın kucağında…
Ben seni her halinle sevdim:
İlk bakışında yüreğimi yakışını, berrak ve anlamlı halini sevdim.
Duruşundaki asaletini, gülüşündeki içtenliği, kızmalarındaki saflığı ve çocukça kurnazlığını sevdim.
Gerektiğinde olgunluğunu, gerektiğinde çağlayışını, dik duruşlunu, mahzunca sitemlerini, küçücük kaprislerini ve gözlerinden okunan korkularını sevdim.
Zaman zaman kızmalarını, ürkek bir kedi gibi göğsüme uzanmalarını,
Beni tırmalamalarını ve volkan gibi yakmalarını sevdim.
İşte bir tanem;
“Uçarılığını”, doyumsuz sevdalığını,
“Afrodit’e inat” güzelliğini, tümünle seni anlatmak istedim.
Cümlelere sığdıramadım!
Kelimeler kifayetsiz kaldı seni tarif etmek, seni anlatmak için!
İşte seni böylesi sevdim ve severken hiç yorulmadım.
Çünkü sen benim yaşam kaynağımdın, seninle var oldum, geliştim; “büyüdüm” tüm eksiklerimi tamamladım…
Artık bu dünya ikimizindi ve sen ölümsüzdün bende!
Bense yalancı sevdalılara örnek misali, sana doyumsuz, sana sevdalı ve aşkınla yanan aşığınım!
Bilal Esen… 07-07-2010
Kayıt Tarihi : 23.9.2010 12:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bilal Esen… 07-07-2010 Bu şiirimi olmayan sevgilim için yazdım, bir gün olursa ona vermek üzere hazır bulunsun istedim. Hepsi bu işte: :)))))))))))
Sn: Bilal Bey,
Bu güzel eserinizi,
Beğeniyle okudum.
Yüreğine salık
Kalemin daim olsun.
Başarının devamını diliyorum.
Dost kalemi kutlarım.
Nice güzel paylaşımlara.
Sevgi ve saygılarımla....
büyük sevgiyi hakeder sevdiğiniz........
Her şey gönlünüzce olsun, esen kalın, esinlerle
kalın..........+:+ SEVGİLERİMLE............
TÜM YORUMLAR (30)