Seni kurban veriyorum

Yüreğim üşüyor be gülüm.
Yalnızlığım titretiyor içimi.
Bir bahar şarkısı gibi mırıldanıyorum seni.
Yaz sıcağında ısıtıyor, sırtımda taşıyorum.
Yeşille büyütüyor, sarıyla avutuyorum kendimi.
Geceler boyu bekliyorum başucunda.
Kurda, kuşa, yılana, çakala karşı.
Amansızca ve umutsuzca koruyorum.

Ve sonra birden…

İsa doğuyor avuçlarıma.
Meryem’in soluğunu ensemde hissediyorum.
Firak diye bir söz vardı ya hani.
Ellerimi ellerinden yavaşça
Ve istemeyerek sıyırıp alıyorum….

Bir şölen sonrası Süleyman tapınağında.
Şuursuz bir ayin ortasında görüyorum.
Şaşkın ve anlamsız bir koşturmaca.
Kucağında azizlerden bir çocuk.
Arayışında kendimi buluyorum.
Ve yine istemeyerek de olsa:
Ey! ... Meryem’in dayandığı hurma dalım.
Ve ey! ... Hacer’in topuğundan fışkıran hayat.
Fırat’ın ve Dicle’nin mavisinde büyüyen sevdam.
Bak gözlerimin içine, kan döküyorum.
Ve bu gece bir kez daha.
Seni kurban veriyorum…