seni tanımak
bir ömrü tanımakla eş değerde
ve
seni tanıyana dek
kendimi tanımamışım aslında
bir yıldız misali kaydın ve girdin ömrüme
seni ne zaman anlatmak istesem
suskun kalıyorum kendime bile
an oluyor
candan bir dost
an oluyor
sevecen bir arkadaş
an oluyor
sevgililerden daha sevgili
an oluyor
bir ana gibi şefkatli
ama her seferinde cesur yürekli
sesin sessizliğe ses veriyor oysa
ama çığlığın suskun
biriktirip gözpınarlarında buselik yaşlarını
içine bir şelale gibi akıtıyorsun da
yine de kimseye belli etmiyorsun
yüreğinin kasırgalarını
fakat ben anlıyorum
adım atışından
bir lokmayı ağzında tutuşundan
kirpiğinin üst üste iki kez vuruşundan
bekliyorum hep kopacak yerini incelen ipin
sen tam kopacağı zaman
oraya da bir düğüm atıyorsun da
yine şaşırtıyorsun beni
savaşıyorsun karanlıklarla aydınlık adına
elindeki dibi kalmış mumla
ve her defasında
karanlığı sen yakıyorsun
zifire bulanmış yerlerinden
aydınlatıyorsun yine bir köşesinden
umudun adı mısın sen?
sevmenin de bir zamanı var
yaşamın içinde olmanın da
bir sebebi var sana göre
tıpkı ölümün olduğu gibi
nedense ben seni hep dinliyorum
dinliyorum da
hep ışığı, mutluluğa giden yolu
senin gösterdiğin yönde buluyorum
her ne kadar sen o yöne gitmesen de
seni daima yanımda buluyorum
hayalet bir rehbersin sanki
“cadı” diyorsun kendine ama
sanki bir iyilik meleğisin
çok zorsun aslında
ama ben
iki kelimeyle ipin ucunu buluyorum
sabır taşı olsa çatlar ya bazen
sen o taştan bile sabırlısın
“bu sabır nasıl olur? ” derken kendime
yüreğini avucuna alıp
içinde yetiştirdiğin umut tohumunu gösteriyor
“yeşerecek bak köklenmeye başladı” diyorsun
suskun kalıyorum
oysa umudun en tükenmiş hallerinde
kendi kabuğundan dökülen
bir çeltik tanesi gibi
yine kendine açıyorsun yetiştirdiğin umutla
sana ne halde gelirsem geleyim
bazen bitik
bazen yitik
bazen suçlu
bazen kırık
farketmiyor senin için
bitiksem tamamlıyor
yitiksem buluyor
suçluysam bağışlıyor
kırıksam tamir ediyorsun da
yine de kendine pay biçmiyorsun
bir kez “ben” demiyorsun
sonsuz bir sevdasın
tüm güzellikler adına
umutsun umutsuzluklara inat
çirkinliklere nispet
güzelliklerin anasısın
şefkatin diğer adısın
suskun bir çığlıksın
her daim sessizliğinin sesisin
kısaca sen bensin
ben sen
seni ben gibi seviyorum…! ! !
Galip SinecikliKayıt Tarihi : 18.3.2006 02:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Galip Sinecikli](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/03/18/seni-ben-gibi-seviyorum.jpg)
sana ne halde gelirsem geleyim
bazen bitik
bazen yitik
bazen suçlu
bazen kırık
farketmiyor senin için
bitiksem tamamlıyor
yitiksem buluyor
suçluysam bağışlıyor
kırıksam tamir ediyorsun da
yine de kendine pay biçmiyorsun
bir kez “ben” demiyorsun
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Güçlü bir şiire,
güçlü bir kaleme tebrikler.
Bu şiiriniz oldukça hareket katmış şiir dünyamıza.
Söylenecek söz bulamıyorum,
harika bir şiir okudum.
Paylaşımınız için teşekkürler. Sevgiyle kalın.
yitiksem buluyor
suçluysam bağışlıyor
kırıksam tamir ediyorsun da
yine de kendine pay biçmiyorsun
bir kez “ben” demiyorsun
çok hoş bir şiir
kutlarım dost
selcen boyar
senden vazgeçmem için kendimden vazgeçmem gerekir diyor...tebrikler Galip kardeşim..saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (4)