Seni Bekledim Beyim Elimde Var Kızılelma ...

Seni bekledim Beyim,
Coğrafyamda sancak tutuşturduğum,
Tahta beşikte sütten bebelerim.
Bingazi'de asırlık uyku, Mamuşa'ya umut.
Göğsünde, alamet mührü olmasa,
Taburumda sızar kanım, ziyanım akar bölük bölük.
Mehmetler uyuttum beş vakit ezanla Beyim,
Sırra nadimlerimden başka kime ne gerek?
Gerekmez yemini, bir araya gelse binlerce engerek,
Şekil şemada iblisin bin türlü hilesi,
Geçmiş pınarlarımdan musallat beygirler sürüsü,
Öbek mi öbek...
Çıkmazlar er meydanına, tepişirde durur,
Mirassız tarlada besmelesiz çavdar büyütür,
Irmaklarımda gezer bezirgan başının nalsız ayakları,
Onlara ne gerek Beyim,ne gerek ?
Ben miyim toprağıma yabancı?
Ben miyim toprağıma yabancı?
Ben miyim toprağıma yabancı?
Bu nasıl hürlüktür Beyim?
Kim bırakmış başlarına beş kuruşsuz tacı?
Seni bekledim, elimde var Kızılelma.
Sarı buğdaylarım ambarlarımda, hoşaflı öğün.
Sıfatlarından avuyu tohum eker ummadığım,
Takım elbiselidir hüküm,
Cingesini atar bağrımın en ücra köyüne,
Köyümde bir tas ayranım, alevli harman sonrası,
Yerin yedi katı yiğitler sofrasında bir taam,
Bir yemin sonrası.
Seni bekledim Beyim,elimde var Kızılelma.
Teşvikiye cilveleşir sahte musalla taşında,
Kandırılmış rüyadır, gövdemde vakitlerin başı,
Ha bugün ha yarın yılmazlarda kopacak nöbet tufanı,
Sanmaki üç göbekten gocamış yüreğim ben,
Çürümüş lisanda kadehler vurulurken,
Sarayımın şu veya bu odasında,
Münafığın pazarlık masasından,
Sıyrılıp çıkarda, eylenip kalmam burda Beyim,
Seni bekledim,elimde var Kızılelma.
Dolamış kargışlı parmağına, filizlenen fidanlarımı,
Her birinin hüviyeti bin türlü nedametli,
İki gözlü dillerinden sarkık aslı zehir zemberek,
Dudaklara değmiş yalancı şerbet.
Fışkınları sürür, uyursam soyağacım öldü ölecek,
Hududumla yetinmez, ağ örerler semalarıma,
On altı yıldızlı kuşak bağlayalı belime.
Analar höllüğe beleyeli eteklerimde.
Her birinde Beyim her birinde,
Seni bekledim Beyim,
Elimde var Kızılelma.
Elinden yeşerecek...
Songül Canbaz Kaya
11.03.2025