"Ulaşılacak saadete kaç kapı daha var... ?"
Yıllardan sonra,
kalabalıklara sağır kesilmiş
kulaklarıma gelen sesi.
Mezarımdan beni
yaşamaya çağıran
eskileri anımsatması.
Sohpetsiz odama hayat verişi.
Birazıyla şaşkınım.
Duygusuzluğa alışmaya çalışan gönlümde,
bir çiçeğin yağmur damlalarıyla
tekrar buluşması gibi.
Yaşatmaya mı geldi sesin,
uzakları aşıp gelerek.
Yol vermeye mi geldi sesin,
kayboluşlarımın farkına vararak.
Yeni hayatını dinlemeye mi
bekledi bu kulaklar.
Ölsem diriltecek sesin
erken mi daha.
Nerden kapımı çaldı,
bilmedigim yerlerden gelerek
kulağıma fısıldayan sesin.
Herşey sustu sessizlik
elle tutulacak gibi.
"Beni anlıyormusun" diyor.
Anlıyordum özlemim canlandı, hırçın.
Beni boğacak sesin, sustum.
Güzelliği, sevgiyi, sevmeyi hatırlattı yine.
"Vişne bahçeleriyle dolu neşeli bir şehre benzerdi senin sesin"
Yine güzel şehirlere benziyor sesin.
Ben sana küçük, sen yine bana büyük. Ben yine seni seven, sen bana seslenen. Sen yine giden, sesin bana kalan.
Seni anlıyordum
Sustum.
Kayıt Tarihi : 4.8.2019 14:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!