Bir zamanlar, gözlerimde parlayan umut ışıkları vardı. Her sabah, güneşin sıcaklığıyla uyanır, yeni bir günün getireceği güzellikleri hayal ederdim. Ancak zamanla, o ışıklar soldu; karanlık gölgeler, ruhumun derinliklerine sızmaya başladı.
O pencere, hayatımda açtığım en yanlış kapıydı. İçeriye dolan her soğuk rüzgar, kalbimi daha da derin yaralarla sardı. Her gün, içimdeki acıyı biraz daha besleyerek büyüttü. Geçmişin hatıraları, her seferinde o pencereyi açmam için bir bahane oldu. Geçmişe dair her anı, beni yeniden yaralamak için bekleyen bir hançer gibiydi.
Artık o pencereyi kapatmanın zamanı geldi. Acı hatıraların yankıları, ruhumun en karanlık köşelerinde kaybolsun. Geçmişin ağırlığını sırtımdan atıp, kendime yeni bir yol açmalıyım. Hayat, acının değil; sevginin, umudun ve güzelliklerin peşinden koşmakla geçmeli.
Ama biliyorum, bu yolculuk zor olacak. Kapanan her pencere, arkasında kapanan bir kapı daha getiriyor. Kalbimdeki yaraların iyileşmesi zaman alacak; ama belki de, yeni bir başlangıç için yapılması gereken en zor ama en gerekli adım budur.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta