benim kadınm,
dudaklarını büzerek başlar ağlamaya
içim yanar ,
buğulu camlarından süzülen yaşlarına
gözleri parladığında munzurluk sezerim
alıp gidesim gelmiyor papuçlarımı
elime alıp yalınayak
kimi zaman fırında pişen taze ekmekler mi oluyor bilmem
huyumun doğal kaynağı olan suyumdan vazgeçemiyorum
rüzgarlrın eteklerimi havalandırması mıdır bilmem
umursamıyorum yanındayken
bir bşka hayatın yaşayışını
suskunluk dilin terbiyeciliğinden
istifasını imzalayıp vermişken
bir de baktım ki
kalbimin mührü çözülmüş
ciddi değildim
olmaya çalıştım olmadı.
renklerin espiritüel cümbüşünü gördüm
alıp boyadım ala mora
takım elbiselerin koyu renklerinden
uzaklaştı
dar fikirli sokaklarda
top oynarken çocuklar
ben annemin dizinin dibinde
örgü örerdim bir ters bir düz
pek muntazam olmazdı haroşalarım
seni düşünüyorum
senin de beni düşündüğü saatlerde
yağmur yağar ıslanırım
büyülü fenerin karanlığında
seyrederken duygusallıkları
beyaz perdeden
ayak parmaklarının üzerinde yürü
ben duymadan uzaklaş
nereye gideceğini sorgulamadan
gecelerinle hazırla bendeki arzunu
içimde büyümeden al da git aşk
benim da senin hayaatından gelip geçen
yaralarımızı dağlayan içimizde gömülü
aşk yok mu
o işte
aklımı fikrimi çelen
duruşumu başka yönlere çevirten
melankolik bir kadın var içimde
vedaya hazırlanan bir bahar gibi
iple çektiği günlerin gelişini
bekler pencerenin önünde
kanmışım uzun uyulara
tek müstehcen dile sahip olan ben miyim
ben miyim cevabını bildiğim soruları soran
o kadar söylediklerimin içinden çıkardığın
manalar düşüncelerinin tezi mi
mezuniyetini tebrik ederim
artık bir fakültelisin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!