içime taze bir bahar gibi giren
köyler, kasabalar, kentler tanıyorum
yüreğime serilen dağların kekik kokularını
üstüme sinen kır çiçeklerini
dolar gözlerim
dalıp giderim uzaklara
dağ başı, dere tepe ,kar, yağmur
sabah ,akşam
yıllarca
dağıttığım hayallere
batmaya dönen güneşi
doğmaya meyilli sabahı
ekilen tohumun yeşermesi
toprağı, göğü , yağmuru, kuşu
hiçbir zaman bitmeyecek memleketimin
leyladan, şirinden, züleyhadan
hiçbir şey kalmadı
ne geldiler
ne hasretleri bitti
dilim,dilim
parçalara bölünüp
karayel rüzgarlarıyla savruldular
serbest, uyak ,aruz, hece
redif, kafiyelerden
seneler gelip geçti
kar beyaz yüreğim
nerede şimdi
o deniz gibi köpüren insan
ne fırtına ,ne rüzgar nede lodoslarım kaldı
yaşlandıkça daha da duygusallaştım
son demde
son perdede
sevinçle dolu
kısık sesli
saçları karmakarışık
dudaklarında hep bir gülümseyiş
orta yaşlı bir adam oldum
torunlarım oyuncak isteyip
tutar ellerimden
biri sağa, biri sola çekiştirip
dondurmacıya götürürler
ışıklar yandığında sokakta
akşam ezanı okunur
camiye huzura çıkarım
azalır
susar
ağrılarım
bir yanda romatizma, şeker
birde yüksek tansiyon ve kalp
hayat işte
bugünde aldım maaşımı
bilmem ömür yetecek mi
bir dahakine
derinden yaralandığım sevdalardan
hasretlerine dayanamayıp ağladığım günlerden
başucunda oturup gözyaşı döktüğüm
vakitleri anlatıyorum
kelimelere çıngırak ve ziller takarak
zihinsel tasavvurlarla
akıl ve tefekkür boyutuyla yaşadığım dünya üzerinde
sükun ve hareketin nihai noktalarını
doğup batan güneş ve ayı
solan çiçekleri,
yaşlanan hayattan bahsediyorum
asıl önemlisi okuyorum
boş zamanlarımda
sabah akşam odamda
sık sık mukaddes kitabı
sayfa sayfa
cüz cüz
mesaiye yetişememe korkusu
trafik keşmekeşi
her gün her saat kavga ve gürültülerde yok
ne o loş ışıklar kaldı
nede sabahın erken vakitleri
yarım saat, on dakika beş saniye geç kalmalar
telaşlar, heyecanlar, koşuşturmalar
amir memur kapışmaları da yok
yürüyorum, yavaş adımlarla sessizce
yalınayak toprağa basarak
dağların ardına güneşin kızıllığına
dağ bayır gezip tozup
hayaller kuruyorum eskisi gibi
akabinde ince sızılar nüksediyor
dalgasız denizler kadar durgunum
yarım asırdan çok asude bir ömrü geride bırakan
milletine hizmetkar
ülkesine aşık
falan feşmekan
emekli bir devlet memuruyum işte
redfer
Kayıt Tarihi : 16.6.2022 13:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!