Senden taraf izledim saltanatımın büyükl ...

Mehmetsalih Özalp
15

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Senden taraf izledim saltanatımın büyüklüğünü

Ey Kulum! Sükûnet tacıyla geliyorum,
Bil ki, birinci kapı 'beklemektir'
Bil ki, birinci vadi 'raina' değildir.
Filizlenince yolumuz, kim tutacak seni?

Seni alıp Refik-i Âla'ya yükselttim,
Sevdikçe sevdim, sevdikçe sevdim
Ve sonra sana eğilen ruhumun ihtişamı karşısında
Senden taraf izledim saltanatımın büyüklüğünü

Şimdi! Yolun açık olsun, tüm arzumun gölgesi oldun,
Kutbiyet tacıyla seni şereflendiriyorum.
Sen olmasaydın yıkardım tüm evreni,
Buna rağmen neden durgunsun?

Tanrım! Sensin ilk ile son, geri ile ileri
Oturan ile kalkan, yükselen ile alçalan
Duran ile durmayan, ne fayda, hepsi sensin
Neyle, neyimle 'ben' olayım?

Ey Kulum! Ademiyet dergâhından çıkarıldın
Birlik ve Yokluk saltanatını alıp seni Yeryüzüne indirdim!
Bir Âdem vardır bugün!
Bir de ben varım göstergede, zor olsa da kabullenmek...

Tanrım! Gülerek geldiğin günle aynısın, hâlâ aynısın!
Hüznün, emirlerin, gülüşün hâla birdir
Bana yüklediklerin ve benim bakmamı istediklerini ne yapayım?
Şark ile Garb'ın afakında gördüklerim sensin.

Tanrım! Susmak ile susmamak, duymak ile duymamak
Gitmek ile gitmemek ve kalmak ile kalmamak
Hepsinin ilerisinde ve gerisinde ademiyet vardır
Söylediklerin ise söylemediklerin gibidir!

İzzet ve kerem sahibi olan, güç ve kudret sahibi olan
Kim var, kim 'varlık'iddiasında bulunabilir, kendince!
Bir hiçlik görüyorum, bir yokluk seziyorum, tüm olanlarda
Sanki tümüyle bir Arap sahrasına dönmüş parıldayan kandilde

Nasıl yapayım, nereye gideyim, nerede durayım
Zaman ile mekânın olmadığı tüm dilimlerde bu sorular biçimlenir
Öylece, böylece her zerrenin kenarında sensin çalımlı yürüyen
Şah-ı Nakşibend'e vuruldu, daha da ilerisine taşındı

Ey Can-ı Canan! Ey sırların kuşatıcı sermayesi
Bu şiirlerin sahibi durgun, bu satırların sahibi yine dalgın
Alıp bu satırları mahşer meydanında okumanı temmenni eder
Dalgıç kılığında Cemal ve Celal sahibini övgülerle uğurladı

İlkin ilgiçti bu işin başlangıcı, ilkler numunedir her zaman
'Neden garipsedin, bu dünya ölümlüdür' devir daim eder
Kopuşun ve biriken ışığın yansıması bir cümlededir
Cümlenin başı da, sonu da sözcüklerde gizlidir, zira harftir esas olan!

Kışın kasvesti soğuğunda yuvasından çıkar mı yılan?
Çıkar, evet çıkar, hem de bir lahzada çözümlenir hakikat
Tek celsede anlaşılır hakikat, tüm evrenin ve kâinatın sonsuz hüzmeleri
Zira bir numunedir evrene açılan kapı, tah-ı şah olsun

Kalbimiz yaralıdır, kendi içine kapanık ve anlaşılmaz
Bir yoldaşın olmadığı yerde yoldur, yolculuk için durgundur
Dingin olan ilahidir, bitmez tükenmez olan harekete aykırı davranır
Türlü türlü suretlerde, kendi içinde gizlidir!

Barekellah! İlk durum neyse, son durum da o'dur
İlk ihtişam ve lezzetli uyanışın kendisi tüm durumdur
Uzunca, uzun uzadıya yapılan bu yolculuğun kıymeti ilke olan özlemdir
Tıpkı ilk Bahçe ile anlatılan, yine o'na varıştır imtihamda olan

Her adam kendi makamında, her rical kendi suretinde güzeldir
Tenezzül edenler ile etmeyenler arasında dönüp dolaşma
Dikkatlice izledim ve kendi makamımda durmadım
Bütün makamları bir makamı gizlemek için tanıdım

Velilerin sırları sizden gizlenir, Gavs-ı Azam bile burada acizdir
Boynumuza basan ile boynuna basılan tüm erler Rabb'in Ordusunda birer erdir
Bizim gönlümüzde, istifade kolay kılındı lakin ilerisi garipliklerle döşendi
Binlerce perde ile kapladım özümü, buna ulaşmak imkânsızdır artık

Kavga, gürültü, cehd ve mücadele ile topladıklarımı beş kuruşa satmam
Bizim yolumuzda övmek vardır, övülmek ise karşılıksız bırakıldı
İnsanları hafif ve kolay göndermemiz de bundan
Zira kolay eğilen bir boyun için 'ağır yükler' zülümdür, gerisi ziyandır

01.11.2016

Mehmetsalih Özalp
Kayıt Tarihi : 30.11.2016 22:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmetsalih Özalp