Bin parçayım hasretinden
Yine özlemin vuruyor yüreğimin kıyılarına,
Hasretin köpük köpük...
Adını anıyorum istemsizce,
Yokluğun dolanıyor sol kaburgamın en altına.
Dilimde sözcükler sancılı, suskun.
Başıma yağan yağmurların hesabını soramıyorum,
Kelimesizim.
Ürkek ayak parmak uçlarım,
Yokluğunun derin iç çekişlerinde saklanıyor.
Üzerimde ihanetin o siyah şalı,
Dilimde ucu sökük bir acı.
Zembereğinden boşalmış bir saat gibiyim,
Anlamsız ve yorgun.
Şavkı vuruyor hasretin gözlerime;
Yağmurlu gözbebeklerim...
Yüzümdeki çizgiler benden bihaber.
Uçurtmasını rüzgâra bırakmış çocuk yanım,
Hüzünlü bir köşe başında bekliyor.
Acının dön gel serenatları,
Ay ışığında yankılanıyor.
Kalem elime;
Yüzüm aynaya yabancı...
Nefessizim.
Sonuçsuz, nedensiz.
Oysa insanın bir nedeni olmalı yaşamak için,
Benim nedenim ise sana olan hasretim.
İlmek ilmek örülen yokluğun,
Bahtımın kar beyaz yarınlarını,
Siyahın bile ötesine taşıyor.
Saçlarımdan damlayan sulara,
Hâlâ hesap veremiyorum.
Sonra hep sonra dediğim mutluluklarım,
Kapı eşiğinde kırılgan,
Dedim ya sana bu şehir özler seni gitme
Senden sonra ben
Hiç yaşamadım ki..!
20.11.2024 10:56
Kayıt Tarihi : 20.11.2024 10:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!