Çıktın kapıdan, girdin kapıdan,
seni yazdım kitabın boş sayfasına tükenmez kalemle,
çiçeğin kurumuş yaprağına çizdim yüzünü,
duvarlardan yankılanan gülüşmelerini duydum
sen çıkmadan kapıdan, girmeden sen...
Tuttum, ben tuttum, bırakmadım, bırakmadım.
kelimelere takılıp kalmışken, dalmışken dünyevi hülyalara,
konuşmadan gerçeğe çektim seni,
yaprak yaprak dökülmene de göz yummayandım, toprağına serperek yağmur sularını.
Ama yağmurlar yağdı. karlar yağdı.
sen bir güneşten, bir soğuktan etkilenirken,
tüm etkilerden öte, sana en çok etkiyen bendim. senin beni etkilemenden öte.
sen öteydin, sen öte.
cümle içinde kullanılamayan, yada bir kaç cümle ile anlatılamayan sen, öteydin.
kendinden öte, kendinden öteydin.
Ardından camın arkasında durur gibi uzaktın, aynada yok gibiydin,
senden beri hep serin bir rüzgar,
esiyor gibiydi korkularımdan bana doğru.
içimden geçenleri anlatmaktan öte, yalnızlığı, pencerelerdeki sessizliği çağrıştırırdın,
Şişenin içinde kuru bir dal parçası, tek amacı yeşermek,
dökülünce içine gözyaşları, sıcaktan ve yoğunluğundan canlılığının
o kara dalların içinden filizleni veriyor kaş çatmaları, yumuşakça
yaşamı daha iyi anlıyor o zaman, yaşamak ölmemek değil, yada birşeyleri başarmak,
bir damla suyla, bir damla rüyaya can vermek, yaşamak,
senden öte, yaşam yok, senden öte canlı yok, canlılıktan öte sen, sevmelerin gerçek olduğu yerdesin sen
Kayıt Tarihi : 10.2.2005 01:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)