Mutluluğun cenaze törenindeki labirentte kaybettim düşlerimi, ruhum karanlıklar ülkesindeyken. Sisler çıkmazındaki yüreğim gözyaşlarımdan kedi merdiveni yaptı, içimdeki çocuğu avutmak için. Heyhat! Sen yoktun! Sadece görüntünle vardın. Zaten sen hiç olmadın ki. Lunapark aynalarındaki bir yanılsamaydın sadece.
The Beatles’ın “Sarı Denizaltı”sında yitirdim benliğimin sevda şarkılarını. Müzisyen yanım yalnızlıklar okyanusunda boğuldu göz göre göre. İmdat çığlıklarım martıların çığlıklarına karıştı. Sen yoktun!
Zamanın girift dehlizlerinde kaybettim yaşamın gizemini. Sihrini çaldıran bir büyücünün çaresizliğindeki kalbim gözlerindeki ışıltıyı aradı. Yine sen yoktun! Ne zaman oldun ki!
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta