Ağzımda sana dair ıslattığım cümlelerin okşayıcısısın. Kelimelerim sana doğru yol almak için sabırsızlanıyorlar. “Önce beni yaz! ” diyen kaç kelime, kaç cümle tanıyorum, biliyor musun? Heybem senin için biriktirdiğim cümlelerle dolu. Seni en güzel anlatan cümleye ödül veriyorum, öpücüklere boğuyorum kâğıttaki kelimeleri, tek tek kucaklıyorum.
İçimin kapılarını sana açıyorum. Aralıyorum yürek perdemi. Seni içime alıyorum. Başlıyorum yazmaya. Yazınca yüreğimdeki susuz, uykusuz geceler tükeniyor. Şefkatli bakışlarınla beni besliyorsun. Çarşaf oluyorsun geceme. Üzerine uzanıyorum boncuk boncuk. Sevdam demleniyor yavaş yavaş. Dışarıdaki fırtına melodi gibi geliyor kulağıma! Yazınca seni ne kadar çok sevdiğimi daha iyi anlıyorum. Bir yazarın yazılarından başka kendini anlatacak neyi var ki?
Amansız, acımasız, yaralayıcı, kanatıcı kelimelerle doluyum. En çok sensizken, bana küskünken, dargın ve kırgınken buluyorlar beni. Üzerime çullanıyorlar olur olmadık saatlerde. İçime kapatıyorlar beni. Tüm dünyayla irtibatımı kesiyorlar. O esnada tüm kelimelerim, harflerim yalnız kalıyor, üşüyor. Sessizlik ve sensizlik en acımasız haliyle geceyi zindan ediyor bana. Nefessiz soluksuz kalıyorum böyle durumlarda.
Unutmak diyorum, ihanet diyorum, çaresizlik diyorum. Özne tümleç yüklemden oluşan tüm kelimeler el ele vererek isyan ediyor bana, bu kelimeyi heybemde barındırmıyorlar, dışarı atıyorlar. “Bu bedende bu yazıda sana yer yok! ” diyorlar.
Harflerim içine kapanıyor. Satırlarım susuyor, cümlelerim küsüyor bana, mısralarım yakıştıramıyor bana unutmayı ve ihaneti. Buruklaşıyorum kelimelerimle beraber. Sensizliğin ayazları olurdu sen yokken. Üşür üşür dirilirdim ben o akşamlarda. Sevmek diyorum ansızın, canlanıyoruz hep beraber. Hayat buluyoruz adını andığımda.
Yalnızlık diyorum, hüzün diyorum, özlem diyorum, tüm kelimelerim “arkandayız” diyorlar. “Hüzün sana yakışır, bak birazdan güneş doğacak içine! ” diyorlar, umut aşılıyorlar bana. Kelimelerimin senden yana olması, sana hak ettiğin anlamları hediye etmesi beni de güçlendiriyor. Sevgimi ve seni ölümsüzleştiriyor cümlelerim.
Yazarken sevmek neydi yeni öğreniyorum. Karanlık gecelerimi aydınlatan yüzün geliyor gözlerimin önüne. Seni düşündüğümde ay doğuyor inceden geceye ve bir hüzün kaplıyor bedenimi yıldız yıldız. Gözlerin yıldız oluyor sonra ve gözlerin yıldız kokuyor, payiz* kokuyor. Gizemli bir pencere açılıyor seni düşününce, heyecanlandırıcı, azdırıcı kokulara teslim ediyorum kendimi.
Harflerimi, kelimelerimi, cümlelerimi mısralarımı seviyorum. Seni bana, beni sana getirip götürme işini yükleniyorlar. Seni seviyorum, çünkü tüm yazılarımın özü sözü sensin. Çünkü seni yazınca hayat daha çekilir oluyor. Olumsuzluklara, çaresizliklere, acımasızlığa karşı dayanma gücüm artıyor. Sen hayatın bana verdiği en güzel armağansın. Yüreğimin huzuru, yaşantımın anlamısın.
Gökyüzünden sağanaklar halinde sevgi ve aşk sözcükleri yağıyor üzerime. Tüm bedenimi o kelimelere bandırıp sana sunmak istiyorum kendimi. Büyümeye direniyorum, bu haldeyken kalmak bu haldeyken seninleyken ölmek bana bir ödüldür diyorum içimdekilere. Çünkü içimdeki masumiyet saflık senden bana kalan. Senden bana armağan.
Aynı filmde aynı karede olmak vardı şimdi seninle. Herkesin izlediği, ekrana perdeye odaklandığı en güzelinden bir aşk filmi. En güzel öpücüklerini kondurduğum yanağımın şahane ıslanışı. Bir mucize canlanıyor mum kokulu odamda.
Yazının sonu geldi, içimdekiler sonu gelmiyor. Harflerime kelimelerime, cümlelerime dargınım, onca kelime karaladım içimdekilere dair, yine de tatmin olmadım, yine de anlatamadım. Kelimelerim eksik kaldı yine. Ne desem yersiz, yetersiz.
Ama şunu da itiraf etmek lazım ki; sana dair Kâğıdımda ıslattığım her harf ben mest ediyor. Seninle, seni yazdığımla bedenim taze kır çiçekleriyle dolu dağlara yolculuk ediyor büyük bir keyifle. Kollarımda şafak söküyor, gözlerin damlıyor gittiğim her yere. Gökkuşağı oluyorum seninle, herkesin gözlerini diktiği hayretle izlediği gökyüzünde.
Seni düşünmek seni yazmak bile şenlendiriyor içimi. Geçtiğim her sokağın duvarlarına ve tüm ağaçların dallarına sana dair şiirler yazıyorum. Nehirler gibi akıyorum durmadan. Gülüşünü içinden geçtiğim şehirlere bırakıyorum. Tüm şehri inletiyorum. Sana yazınca acılarım hafifliyor, ağrılarım geçiyor. Yüzüme unutulmaz sevinçler yüklüyorum sana yazınca. Yazılarımda yer aldığın için sana minnettarım sevgilim.
*Payiz: sonbahar (Kürtçe)
Arif ToprakKayıt Tarihi : 4.7.2008 10:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
muhteşemdi!!!
__Oysa hicazdı sevmeler......
adının ilk harfi düşünce satıra
kanardı sol yanım ilmek ilmek,
dökülürdü kağıda asimile edilmiş
yıpratılmış bir kaç damla menekşe
içerdi düşselliği her harfte, giz di yüreğin
söylesene...
adın kaç seneye sığar
kaç yıldönümü çözer bu bilmeceyi?
Berna Karaoğlu
Recep Uslu
..........
An, sığlıktı derinlik sarhoşluğu sandığımda. Soluksuzluğum, dorukların ikliminden değil acının keskinliğindendi. Her kelimenin daha yaralayacı olması usumun bana oynadığı ruletti. Tümcelerim sen iken sözcüklerim irinlerimdi. Ve herşeye rağmen yaşamak güzeldi.
Bir yazarın yazılarından başka kendini anlatacak neyi var ki?
Tüm yazılarını incelemeye başladım; arıyorum kalemindeki gizem nerede diye....
TÜM YORUMLAR (4)