Böyle mi olacaktı, bunu da mı diyecektim? Hayatın insanı savurup bir tarafa attığına mı yanayım, omzumdaki yüklerin ağırlığına mı kızayım, yüreğimin sızısına mı bilemedim.
Durup da düşünüyorum gidenleri, Ahmet Haşim'in Merdiveninin neresindeyim diye düşünüyorum. Çok mu düşünüyorum, hayır...Sorguladığım kendi yaşamım...Durup durup seni düşünüyorum, demiş ya şair, ben de durmadan, hiç durmadan seni düşünüyorum ve ciğerparem büküp de kalakalıyorum hayalinin huzurunda.
Seni tanıdığım güne lanet ediyorum, diyenlere hayret ediyorum. Nasıl dili varır ki insanın sevdiğine bu sözleri demeye. Oysa ben …ben neler söylemek, neler yaşamak isterdim seninle…ve yok gülüm, yok…Bunlar hep düşler denizinde saklı…Seni, ellerimin içine hapsettim… Seni gözlerimin içine hapsettim…ve seni yüreğime sakladım…Nasılsın, nicesin şimdi… Seni, dağlara emanet ettim, seni yollara emanet ettim…Beni unutursun demedi hiç yüreğim, hiç demedi. Bildi ki yüreğim, silinmez bu sevda…Anladı ki gönlüm, unutulmaz bu sevda…
Sevda bir coşkun nehir, kapılan çıkamaz kıyıya…Çıktığında…zaten sevdası bitmiştir.
Yürek, yazmışsa sevilenin adını…mümkün mü unutmak…Git desen gidilmez, gel desen gelinmez bir dönemeçte kalakaldım. Gözlerimi seviyorum seni gördü diye, kulaklarımı seviyorum sesini duyurabildi diye, ayaklarımı seviyorum sana getirdi beni diye, ellerimi seviyorum sıcaklığını hissedebildi diye…
Sen canım, bilirsin ki asırlardan beri sevda pınarında yıkanmamış yüreklerin taştan farkı yoktur. Sen beni unut istersen, sen beni sil yüreğinden istersen ama…sen taş olmayasın aşkım, sen taş olmayasın.
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız
ahhh ahhh... resim, müzik ve satırlar.. hepsi güzel
Selam, paylaşmak için bir de bizim gönül gözümüz.
Anlamadın
Estik, yağdık usul usul
Boran olduk anlamadın.
Hal hatırı sıcak sıcak
Soran olduk anlamadın.
İçimiz bir dışım belli
Hışım vurdu canım yelli
İncil, tevrat, yedi telli
Kuran olduk anlamadın.
Şimşek gibi çakışları
Yıldız yıldız akışları
Rüya gibi bakışları
Yoran olduk anlamadın.
Özlem vahşi, özlem ağır
Bir sevda iç bağır çağır
Boşluk gibi sağır sağır
Duran olduk anlamadın.
Dol gönlüme bu kahır ne?
Bas bağrına canı çiğne
Fırtınaya neşter, iğne
Vuran olduk anlamadın.
Yüzümüzü ettik çarşı
Arkadaşa, dosta karşı
Çalman için garip marşı
Curan olduk anlamadın.
Mutlulukta öfke yasta
İPEKLİ' yi sundum tasta
Güldük bazen bazen hasta
Zor an olduk anlamadın.
24 Şubat 05 - Ankara
Yusuf İpekli
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta