Sen Gülünce Ay Düşer Gönlüme

Türküler derledim sana, ağlamaklı
Dinledikçe tükenecek, ağlayacaksın
Bir yankı yaptım, gönderdim sana,
Duyunca yıkılacak, kahrolacaksın...

Buralardan esip gidişinin matemindeyim şimdi. Kokunu bıraktığın her yere içli bakışlar atıyor, ismini söylediğin odalarda anılarla başbaşa kalıyorum. Sigara küllerinden yaptığın falları parmaklarımla dağıtıp, binip geldiğin hayal atınla, uzaklara gidişini izliyorum. Baharım viran, çiçeklerim bitkin, soluk resmine içli bakışlar atıyorum.
Sana, 'Sevdiğim ol' demiştim bir çırpıda. Sevgini isterken bencil, yüreğini isterken bir kendimi düşünmüşüm ne yazık. Sana sevgiler verirken cimri davrandım. Sevgiler fısıldarken kulağına, gözlerinin bir gölette yüzdüğünü gördüm. Uzatsam elimi dağılacaktı, uzansam sularına bulanacaktı ve sırf bu yüzden kaçtım sularından.
Oysa, türküler derlemiştim sana bir çırpıda. Ağlamaklı, dinledikçe tükenecek, gözyaşlarına boğulup hıçkırıklarla sarsılacaktın. Gözlerinden akan yaşları o göle yöneltip dolduracaksın. Bir dağ yamacında yankımı gönderdim sana. Sevgimi haykırdım. 'Seviyorum seni', 'Seni seviyorum' dedim. Yankım ulaşınca sana, yıkılacak, ağlayacaksın. Bu yerkürede seni nasıl sevdiğimi, sana yankım ulaştığında daha çok anlayacaksın.
Günlerdir yastayım anlayacağın. Sana gelen yollar kapalı. Üzerime çaldığın büyülerle yaşamaya alışıyorum şimdi. Gül yanaklarını ellerimin dışıyla okşuyor, kapımda beliren hayalinin silüetine 'Hoşgeldin' diyor, yanıbaşıma usulca ilişip, 'Nasılsın' sözlerine cevaplar arıyorum. Yanımdaysan, yanıbaşımdaysan iyiyim elbet. Elbet tüm dertlerim bitmiştir. Sensizliğin, yani yokluğunun yalanlarını dinlemek istersen, ne söyleyebilirim,ne diyebilirim. Sensiz geçen saatlerimin ele avuca sığar hiçbir yanı yok ki.
Tedirgin yüreğim bekleyişin acı iksirlerini içmekten yorgun düştü anlayacağın. Sevmek için bekledim bunca yıl. Hangi gönüle girdiysem acıları zerketti vücuduma. Her sevdaya tutuluşumda, her seviyorum deyişimde ayrılığın kollarından tuttum ben. Ne kadar dirensem, ne kadar inat etsem sevgimi dökmemeye, o kadar güçsüz kaldım. Elimdeki çiçekler hiçbir mevsimi doyasıya yaşamadı. Bunun için sevmem çiçekleri, bunun için çiçekler vermem sevgi bahçemden.
Bu sözlerim ulaşınca ülkene sarsılacaksın kimbilir. Belki de, öfkelerine sürmeler çekip süreceksin atını buralara. Karlı tepelere tırmanacağız seninle birlikte. Tanrıya sevgi adımları atıp, oralarda diz çökeceğiz sevgiyle. Bulutlara ellerimizle dokunup umutlarımıza adaklar adayacağız. Oralarda da üşümüş ellerini nefesimle ısıtacağım. Gözlerine doya doya bakıp, aşk için ayinlere duracak, yüreklerimizden dökülen ilâhileri dinleyeceğiz.
Kapatma gözlerini aşka. Yüreğinin müziğini dinle yalnız kaldığında. Sevginin bahçesinde renk renk çiçekler yetiştir. Yeryüzünün tüm sularıyla sularım istersen kutsal bahçeni. Hasretinin prangalarıyla çürütme bileklerimi. Sevgiyle dolu şu yüreğimden kaçarak şu sevdalını daha fazla tüketme.
Birazdan yağmur yağacak buralara. Bulutlar dönmeye başladı yukarılarda. Bana geleceksen yağmurla gel. Yağmurla ıslansın saçların. Gözlerindeki yaşları ne olur biraz daha sakla. Biraz daha sabretsin göz pınarların. Yüreğini ellerimle sevmeden, gözlerine gözlerimle doya doya bakmadan akmasın yaşların. Yıllardır biriken, yıllardır bir volkan olup çağlamayı bekleyen şu yüreğimin deli yağmurlarına karışsın gözyaşların. Bir ırmak olup çağlayalım ve bu dünyada sevgiyle yaşamayı asla beceremeyenlere aşkımızla kafa tutalım.
Sonra git istersen. Yağmurlar dönsün denizlerine. Saçların büyüsün ay'sız gecelerde. Solgun eteklerin uçuşsun yellerle. Tuzlansın kirpiklerin. Başka kollara uzat bedenini. Unutayım gözlerini, unutayım ellerini, bir çocuğu okşar gibi sevişlerini. Kopar yüreğimden gülüşlerini, geri al verdiğin yeşil baharlarını.