SEN GİDİYORSUN YA SEVGİLİ
Sen gidiyorsun ya sevgili sükûnet firarisi masum telaşlarımı
Gözlerinde deme bıraktığım çocuk bakışlarımı
Süt kokulu bebek öpüşlerimi götürüyorsun.
Sen gidiyorsun ya yüreğimdeki küçük kızın saç bağını çözüyorsun dağılıyorum.
Aşk mabedimin mumlarını üflüyorsun, karanlıkta kalıyorum
Kumsaldan ayak izlerini götürüyorsun, kendimde kayboluyorum
Sırtımı yasladığımı Kaf dağını bir fiskeyle yıkıyorsun
Zekeriya dağsızlığına ağlıyor, Züleyha Yusuf'una
Ben sana ölüyorum ben sana!
Sen gidiyorsun ya sevgili tutunduğum dallar kırılıyor bir anda düşüyorum içimden
Bakışlarınla inşa ettiğim dünyayı yıkıyorsun temelden
Sana gebe ram uykularımı götürüyorsun
Kabuslar kalıyor heybemde
Ve
Yağmur yüklü bulutların toprağa sevdasını götürüyorsun giderken
Çöl yalnızlığında kalıyor her yer.
Yaralarımın altına gizlediğim kabuklarını götürüyorsun kanıyorum ulu orta
Sır kaftanı kuşanan gizemlerimi götürüyorsun açıkta kalıyorum ayan beyan
Sen gidiyorsun ya sevgili zulmün gönderine astığım isyan gülüşlerimi götürüyorsun,
vuruluyorum gamzelerimden
Tebessümlerinle yeşeren lalezarları kurutup
Sesinle öldürdüğün acılarıma ruh üflüyorsun yeniden
Ve mutluluk resiminin renklerini söküyorsun tuvalden...
Eyüp nefesli sabırlarımın taşlarını kırıp, taslarını taşırıyorsun
Sevinçlerimi alıp yanına ölümü ömrüme biley/li- yorsun
Bütün iklimler kara kışa dönüyor
Cemreler çürüyor zemherinin koynunda
Mevsimler bahara,
Baharlar aşka aşk bize küsüyor
Bütün dengeler bozuluyor biranda
Ve artık bu diyarlarda iki kere iki dört etmiyor
Sen
Kutsalımı da alıp benden gidiyorsun ya
Kainatın sırlarını, dünyanın döngüsünü, hayatın büyüsünü
Ellerimdeki gelin kınasını, telimi duvağımı götürüyorsun
Hadi git/me...
Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 15.11.2022 23:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)