Sen Gel/mey/ince Şiiri - Murat Nail Güney

Sen gelince
Hüznüm biter, fırtınalarım diner
Laciverte boyanır kara gecelerim,
Gözlerimden avuçlarıma düşersin iki damla,
İki inci tanesi olursun
Takarım boynuma,
Susar bütün aryalar peş-peşe
Durulan sularda dans eder gölgeler,
Zamanın kirpikleri batar yüreğime
Düşlerim sıralanır önümde,
Kelebekler bile özgür değil bugün
Kanatlarına dolaşır
Sarı saçların düğüm-düğüm…

Sen gelince
Ayaklarım dolaşır, döner başım
Sarhoş olurum bakışlarındaki harelerle,
Ellerim buz keser, yüreğim ateş
Kanımda aşk dolaşır deli-deli,
Pembeleşir renklerin en moru
Tuvaller Türkuaz boyanır,
Havalanır dağlarımın dumanı
Pınarlarım çağlar yeniden,
Ağlamam gün batımlarında
Çakıl taşlarına yazmam hasreti…

Sen gelince
Çocuk olurum yeniden
Koşarım yemyeşil kırlarda,
Atlarım kanatlı atıma
Uçarım bulutlarda.
Kâğıttan gemilerim olur yine
Uçurtmalarımı boyarım sevda rengine,
Saçlarına çiçekler toplarım ellerimle
Çikolatamı bile paylaşırım seninle,
Sırlarımı anlatırım yatarken dizlerinde…

Sen gelince
Sığmaz içim içime,
Un ufak olur kasveti ruhumun
Şiirlerim uzar gider sayfalar boyu,
Her yer cennetim olur
Her nesne sana benzer az ya da çok,
Her şeyin sınırı var be gülüm,
Sevgimin yok!

Sonra açılır gözkapaklarım
Aralanır hayalden perdeler,
Ben bir rüya görmüşüm meğer.
Hiç yaşamadığım mutluluğu özlemiş deli gönül,
Satır aralarında kaybolmuş gençliğim gibi
Kaybolmuşsun gözlerimdeki ufuk çizgisinde,
Yine aynı rehavet sonrası yorgunu gönül,
Yine bestelerimde kırık dökük notalar,
Ne sol seni anlatmaya yetiyor ne Fa,
Taşımayacağım bu yüreği de
İçinde sevdan olmasa…
Ben yine sığınırım yalnızlığın limanına
Yine atarım zincirlerimi suya,
Belki yolun düşer bu taraflara
Tesadüf bu ya!

Bütün trenlerim rötar yapar,
Yolcular bir el sallamalık özgür
Ay ışığı bile çekilir kabuğuna,
Yakamozlar boğulur yine
Gözyaşlarına;
Sen Gel/mey/ince…

Murat Nail Güney İstanbul
5 Mart 2011 saat:10.00