SEN AYRILIP GİDERKEN
Sen ayrılıp giderken, benim hislerim nedir biliyor musun?
Hani bir kocaman vitrin camı kırılır ya aniden paramparça.
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Hani yıkmak için, bir binanın temeline dinamit koyarlar ya,
Hani rüzgâr hortumu, kocaman bir ağacı temelinden söker ya,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Hani bir bebek ellerinden tutulan, kalabalıkta bırakır ya elini,
Hani eski bir kale gövdesi, bir sur göçer ya temelinden,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Hani kocaman bir buz kütlesi, kayar düşer ya ellerinden,
Hani dudaklarındayken kadeh, kırılır ya içilmeden,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Hani yağmurlu bir gecede yıldırımlar çakarken,
Hani söner ya sokak lambaları da tüm şehrin aniden,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Elleri boşlukta kalmak dua eder gibi, ama tutulmuş diller gibi,
Yürek paramparça, bedenimse tank geçmiş gibi üzerinden,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken...
Kayıt Tarihi : 27.1.2005 09:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hani rüzgâr hortumu, kocaman bir ağacı temelinden söker ya,
İşte öyle bir şey, sen ayrılıp giderken... 'İşte öyle birşey tüm ayrılıklar. Yakıştırmanız harikaydı. Tebrikler.
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (2)